| Bunun bir hata olduğunu biliyordum. Buraya kadar, her şey bitti. | Open Subtitles | لقد عرفت أن هذا خاطئ ، هذه هي لقد قُضي الأمر. | 
| Yalnızca empati kurarak dinlemenin bile çok yardımcı olduğunu biliyordum. | TED | عرفت أن مجرد الإستماع بطريقة متعاطفة يمكن أن يكون لها تأثير عميق | 
| Chris'in annemize karşı çıkmaya tereddütlü olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت أن كريس سوف يعاود تفكيره بشأن موافقته لرأى أمى | 
| Daha o söylemeden Isolus'un yalnız olduğunu biliyordun. Peki nasıl? | Open Subtitles | كيف عرفت أن الآيسولوس كان وحيداً قبل أن يخبرك ؟ | 
| Catherine Tramell'ın senin dosyanı elde ettiğini nasıl bildin? | Open Subtitles | كيف عرفت أن كاثرين ترامل قد إطلعت على ملفك ؟ | 
| İnsanların yakalanmamak için gece olunca Çin sınırını geçtiklerini öğrendim. | TED | عرفت أن العديد من الأشخاص حاولوا أن يقطعوا الحدود مع الصين في الليل لتجنب أن يراهم أحد | 
| Moskova ve Pekin'in çok sakin olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أن موسكو وبيكينغ كانوا سيئين بليلة السبت | 
| Bir fikrim vardı anlamında değil ama bilmediğim bir şey olduğunu biliyordum! | Open Subtitles | حسناً , لم يكن عندي أدني فكرة لكن عرفت أن هناك شيئ لم أعرفه | 
| Bunun zaman kaybı olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفت أن هذا تضييعاً للوقت لا آفاتار ، صحيح ؟ | 
| Lanet olsun. Orada olduğunu biliyordum. Yatak odamızda bir şey vardı. | Open Subtitles | لقد عرفت أن شئ ما حدث بالليلة الماضية لقد كان هناك شئ ما بغرفة النوم | 
| Durum oldukça garipti ama evi arayıp Karli'ye seslenirken bile bu arayışımızın boşuna olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كان أمراً غريباً و لكن بينما كنا لا زلنا نبحث و ننادي على اسم كارلي عرفت أن بحثنا بلا طائل | 
| - Bir hata olduğunu biliyordum! - Nerde yanlış yaptım? | Open Subtitles | لقد عرفت أن هذا خطأ - ما الذي أخطأت فعله؟ | 
| Gözlerine ilk kez baktığımda sende özel bir şey olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | في أول مرة وقعت فيها عيناي عليك عرفت أن هناك شيء مميزاً بشأن هذا الشخص | 
| Soru şu Lowenthal'ın nasıl katil değil de kurban olacağını biliyordun? | Open Subtitles | السؤال هو كيف عرفت أن لوينتال هو الضحية الثانية وليس القاتل؟ | 
| - Burayı biliyordun. - Daha önce kullanmıştım. | Open Subtitles | لقد عرفت أن هذا هنا لقد كان لدي مناسبة لإستعماله قبل ذلك | 
| Orada biri olduğunu nasıl bildin? | Open Subtitles | بحق المسيح، كيف عرفت أن هناك رجل في الداخل؟ | 
| Çok geçmeden öğrendim ki bütün bunları avunmak ve bir amaç bulmak için yapıyorlardı. | TED | وما لبثتُ حتّى عرفت أن هذا كان بالنسبة لهم السلوان والبحث عن المعنى. | 
| Bu kahvehaneye ilk geldiğim akşam, ilsa'yla aranızda bir şey olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أول مساء حضرت إلى المقهى، عرفت أن هناك شيئاً بينك وبين إلسا. | 
| - Ben'in Glory olduğunu biliyor muydun? - Söylediler. | Open Subtitles | هل عرفت أن بين هو جلوري هذا ما أخبرت به. | 
| Anladığım kadarıyla bugünkü saldırıların sorumlusu olan adam hâlâ dışarda. | Open Subtitles | عرفت أن الرجل المسئول عن هجمات اليوم لازال طليقاً | 
| Ama biliyordum ki ilişkimiz bir sonraki aşamaya geçmeliydi ya da sonsuza dek karate arkadaşı kalacaktık. | Open Subtitles | لكنى عرفت أن علاقتنا يجب أن تمضى للخطوة التالية | 
| İnanmayı reddettim ta ki geçen yaz aniden, oğlumun haklı olduğunu öğrenene kadar. | Open Subtitles | حتى ،فجأة ،فى الصيف الماضى عرفت أن إبنى كان على حق | 
| Ona ne kadar inanmak istesem bile hepsinin kandırma olduğunu bilirdim. | Open Subtitles | رغم رغبتي في تصديقها لطالما عرفت أن هذا كذب | 
| Burada olan olaylarla bir ilgin olduğunu öğrenirsem eğer Smallville'e geldiğine pişman ederim seni. | Open Subtitles | إذا عرفت أن لك أي صلة بما يدون هنا ستظل تدعو من الرب ألا تطأ قدمك سمولفيل وصدقني أنت في هذا | 
| - Çarptığın adamın bir silah taşıdığını nereden anladın? | Open Subtitles | كيف عرفت أن الرجل الذي التقيته كان يحمل سلاحا? | 
| O anda bunun önemli bir şeyin başlangıcı olduğunu anladım. | Open Subtitles | وفي ذلك الحين، عرفت أن ذلك كان بداية لشيء مهم | 
| Biliyordum! Bu tedavinin işe yarayacağını biliyordum! | Open Subtitles | لقد عرفت ذلك قد عرفت أن هذا العلاج فريد |