| Size kimse haber vermediği için üzgünüm. Umarım herşey yolundadır. | Open Subtitles | آسفة على عدم إعلامكم عسى أن الأمر لا بأس به |
| Umarım size uzanmış bu el fırsatlarla dolu olur. | Open Subtitles | عسى أن تعود الأيادي الممدودة بالثروات لكِ. |
| Umarım bu geçen doğum gününü telafi eder. | Open Subtitles | عسى أن يعوّض هذا آخر عيد ميلاد قضيناه سوياً |
| Kuzey ışıklarının Belki kablosuz psişik çekim alanını birkaç çizgi düşüreceğini düşündüm. | Open Subtitles | عسى أن يقوم الشفق القطبي بتقليل الإرسال الذي يتلقاه هذا الوسيط الروحاني. |
| Belki de onun vereceği acı sonunda her şeyin telafisi gibi hissettirecektir. | Open Subtitles | عسى أن يشعرك الألم الذي سيحيقك به بأنّك أخيرًا كفّرت عن ذنبك. |
| Şişko marki daha da şişmanlamış. Umarım sandalyesi kırılmaz. | Open Subtitles | إنظري كم أصبح الماركيز سميناً عسى أن لا يكسر الكرسي |
| Owen Marie'nin test sonuçlarını analiz ediyor. Umarım bize bir bulgu verir. | Open Subtitles | يقوم أوين بتحليل نتائح فحوصات ماري الآن ، عسى أن يمنحنا هذا خيطاً ما |
| Umarım cehennemde çürürsün seni siktiriboktan sapık. | Open Subtitles | عسى أن تتعفن في الجحيم، أيها المختل الحقير |
| Umarım Empire istediğin her şeydir çünkü artık elinde kalan tek şey bu. | Open Subtitles | عسى أن "الإمباير" كان كلّ شيء تريده لأنه كل ما تبقى لك الآن |
| Umarım hepiniz oy isteme konuşmanızda da bu kadar neşeli olursunuz. | Open Subtitles | عسى أن تكون بهذه الظرافة خلال خطاب انهزامك |
| Biliyorum, çok büyük bir şey değil fakat Umarım faydalı olur. | Open Subtitles | أدرك أنّه ليس كثيراً، ولكن عسى أن يكون مفيداً |
| Umarım her şey planlandığı gibi gider, - ve fırtına dağılır. | Open Subtitles | عسى أن تنحلَّ العاصفة لو سارت الخطة كما يرام. |
| Umarım bu sözleri sana son söyleyişim olur. | Open Subtitles | عسى أن تكون آخر مرّة أقول لك أمراً كهذا |
| Umarım sen gururlu bir şekilde gitmene yardım edecek birini bulacaksın. | Open Subtitles | عسى أن تجد شخصاً يعينك بطيبة خاطر |
| Çok üzgünüm. Umarım bir gün beni affedersin. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً عسى أن تُسامحيني يوماً |
| - Sarsıntılı ama Umarım buradan sonrası pürüzsüz gider. | Open Subtitles | -متخبطة كالجحيم لكن عسى أن تنساب من الآن فصاعداً |
| Böylece iyilerin gittiği o güzel yere Belki ben de kabul edilirim, çaktın mı? | Open Subtitles | عسى أن يرحّب بي في المكان الذي يذهب له خيرة الصالحين |
| Orada biri varsa Belki ona neler olduğunu söyleyebilir diye Gezginler kampına gitti. | Open Subtitles | ذهب لمعسكر الرحّالة عسى أن يجد أحدًا هناك لينبئه بما يجري. |
| Sana canavar gibi görünmüş olabiliriz ama Belki neden böyle yaptığımızı anlarsın diye açık konuşmak istedim. | Open Subtitles | أعلم أننا حتمًا نبدو كوحوش إليك. لكنّي تحتَّم أن أصارحك عسى أن تتفهمي سبب ما نفعله. |
| Belki bu birkaç dürüst kelime dudaklarımızı yeniden bir araya getirebilir. | Open Subtitles | ...عسى أن تجمع هذه الكلمات الصادقة بين شفاهنا من جديد... |