| Böcek, kemirgen, kuş, diğer kediler, varsa küçük köpekler, her şeyi. | Open Subtitles | سوف تقتل كل ما تستطيع رؤيته حشرات قوارض عصافير قطط اخرى |
| Bu kapsamda "annenize yeni yıl hediyesi olarak bir kuş kafesi yapın" gibi şeyler yapılır. | TED | المشاريع هي أشياء مثل, لنصنع بيت عصافير من أجل أمك في عيد الميلاد. |
| Bu sebeple onunla çalışmak istedim fakat, o eski bir kuş gözlemcisiyle ilgilenmiyordu, ve bu girişimim Cambridge, İngiltere'de neticelendi. | TED | لذا أردت العمل معه، لكنه لم يرد مراقب عصافير سابق، وانتهى بي المطاف في جامعة كيمبردج في انجلترا. |
| Kafamı o kadar sert vurdum ki, gerçekten çizgi kuşlar gördüm. | Open Subtitles | لقد ضربت رأسي بقوة جداً لدرجة أنني رأيت عصافير رسوم متحركة |
| Sonra siz ikiniz öpüşürdünüz ve belleriniz, kuşlar gibi birbirine sürterdi. | Open Subtitles | ,ثم تتبادلان القبل ثم تتضارب بطونكما كأنكما أثنين من عصافير الدوري |
| - Siz ikiniz aşk kuşları mısınız bakalım? | Open Subtitles | هل أنتما في موعد غرامي يا عصافير الغرام ؟ |
| Sonra da iki küçük serçe gibi, birbirlerinin beline dolanıyorlarmış. | Open Subtitles | ..وبداء كلاهما بــ تضارب بطونهما كأنهما أثنين من عصافير الدوري |
| Genç misafirlerimiz de istediğine göre deyim yerindeyse, bir taşla birkaç kuş vurabiliriz. | Open Subtitles | ربما أن الفكرة كانت تجول فى عقول ضيفانا اذن قد يمكننا ضرب عدة عصافير بحجر واحد وهذه عباره مبتكرة منى |
| Geçen yılki yuvalarda, bu yıl kuş yok. Yaklaşın. | Open Subtitles | في أعشاش العام الماضي لا عصافير هذا العام |
| - Doklarda çok fazla kuş dolanıyor. | Open Subtitles | وهناك الكثير من عصافير الكنارى تحلق حول المكان |
| ve bir ağaç geçti hala yeşil kalmış olan, boş bir kuş yuvasıyla birlikte. | Open Subtitles | مرت بنا شجرة، لازالت خضراء، بها عش عصافير فارغ |
| Yükselen güneşle birlikte Gülümseyen üç minik kuş | Open Subtitles | ابتسمت مع الشمس المشرقة و كان هناك 3 عصافير صغيرة |
| Birisinin bahçesindeki iğrenç bir kuş havuzunda farelerle kuşlar seks yapmışlar. | Open Subtitles | بسبب نافورة كريهة في قعر حديقة، فئران تنكح عصافير داخلها، |
| Bir taşla iki kuş. | Open Subtitles | ألا يبدو لك هذا الأمر كضرب أربعة عصافير بحجر واحد؟ |
| Şehirler, kasabalar, ağaçlar, otlar... ..kuyulardaki sular... ..göklerdeki kuşlar yok olacak. | Open Subtitles | و لا مدن و لا بلدات و لا عشب و لا أشجار و لا ماء في الآبار و لا عصافير في السّماء |
| Alo. Tüyleri olan kuşlar bir araya gelmişler. Aynasızlar ve domuzlar. | Open Subtitles | مرحبا سرب عصافير يحلقون معا و هطذا الخنازير |
| Bizim ispinoz kuşlarımıza benzer küçük kuşlar vardı. | Open Subtitles | لا أصف لك الطيور البنية الصغيرة مثل عصافير الحسون |
| İlk olarak burda bulunan aşk kuşları için söyleyeceğiz. | Open Subtitles | .. إذن، سنبدأ بأغنية لكل عصافير الحُب هنا |
| Hayallerimin kuşları açık havada uçup, gitti. | Open Subtitles | "عصافير أحلامي" "تُحلِّق بعيدًا في السماء" |
| İki küçük serçe gibi, birbirlerinin beline dolanıyorlarmış. | Open Subtitles | ثم تتضارب بطونهما كأنهما أثنين من عصافير الدوري |
| İçimizdeki esenliğin mevcut hâli Orman'ın Asil Sakaları arasında daima bâki kalsın. | Open Subtitles | لعل ترقيتنا الحالية و مشاعرنا الجياشة ستسود من بين عصافير (البرقش) النبيلة لعل ترقيتنا الحالية و مشاعرنا الجياشة ستسود من بين عصافير (البرقش) النبيلة |
| Siz çifte kumrular başka ne yapacaksınız? | Open Subtitles | ماذا سيحدث تالياً بالنسبة لكم يا عصافير الحُب ؟ |
| Bu çok saçma olurdu. Siz muhabbet kuşlarına içecek bir şey ikram edebilir miyim? | Open Subtitles | -ماذا ستطلبان يا عصافير الحب ؟ |