| Kathy, Rich'le geçirdiği romantik tatil süresince onu ilişkiden soğutacak bir şeylerin olduğuna emindi ve bunun ne olduğunu anlamayı takıntı haline getirdi. | TED | أصبحت كاثي مقتنعة بأن شيئًا ما حدث أثناء قضاء عطلتها الرومانسية مع ريتش. مما أزعجه بشأن علاقتهما، وأصبحت مهووسة بمعرفة ماذا كان هذا الشيء. | 
| Türkiye'ye tatil için bu sabah uçtu. | Open Subtitles | لقد غاردت من المطار هذا الصباح "لقضاء عطلتها في "تركيا | 
| insanlar benim kostümümüm yanında tatil ruhunu canlandırmama müteşekkir olacaklardır.-- | Open Subtitles | عندما ناس يُحشّدونَ حول بدلتِي ويُقدّرُ روح عطلتها - | 
| Tatilini zehir etmek istemiyorum. Rachel'ınkini de. | Open Subtitles | لا اريد افساد عطلتها و كذلك راتشيل | 
| Tatilini öne almış. Fark etmedim. | Open Subtitles | لم أدرك بأنها قامت بتقديم موعد عطلتها | 
| Prenses Demetria tatil için burada. | Open Subtitles | الأميرة ( ديمتريا ) تقضي عطلتها في المدينة | 
| Justin Brill ile birlikte olduğunu tatil yaptıklarını... | Open Subtitles | عن عطلتها مع (جاستن بريل) في منزله الشتوي في (أسبن). | 
| - Cordelia'nın Tatilini berbat etmek istemiyorum. | Open Subtitles | ــ لا أريد ان أخرب عليها عطلتها ... (ــ (آنجل |