| Herkes Romney'nin New Hampshire'da bir tatil evi olduğunu bilir. | Open Subtitles | كل واحد يعلم ان رومني لديه منزل عطله في الهامشبير |
| Korkarım bugün su yok. Bugün tatil, belki yarın. | Open Subtitles | أخشى بعدم وجود الماء اليوم اليوم عطله ، ربما بإمكانك غداً |
| "Hayvanımın ölümü, dini tatil kadınsal sorunlar." Geçen hafta. | Open Subtitles | عطله مفضله موت حيوان اليف المشاكل النسائية الأسبوع الماضي |
| Burada ne olduğunu sanıyorsun? Sence biz tatile falan mı çıktık? | Open Subtitles | ماذا تعتقد انك فاعل هنا هل تظن اننا في عطله ؟ |
| Kevin, Gina'yı kazanmak için aptalca bir hafta sonu geçirmek kötü bir fikir. | Open Subtitles | كييف , الحصول على عطله مجنونه للرجوع الى جينا انه بالفعل فكره سيئه |
| Senin ihtiyacın haftasonu için Las Vegas'a gitmek. | Open Subtitles | ان ماتريدينه هو قضاء عطله اسبوعيه بلوس فيجاس المكان الاكثر نشاطا في العالم |
| bayram Günü nedeniyle, Sosyal Hizmetler bugün kapalı. | Open Subtitles | مكتب الخدمات مغلق اليوم , اليوم عطله رسميه |
| Büyük gençlerin tatili gibi. Ayrıca çok daha iş var. | Open Subtitles | انها مثل عطله الفتيآن الكبيره , حقا, مع الكثير من العمل اللازم |
| İsimlerinin gizli kalmasını isteyen bu ekibe, KCKH olarak ve izleyicilerimiz adına teşekkür ediyoruz ve iyi tatiller diliyoruz. | Open Subtitles | وأختارو اسم "مجهول" لهم ونحن هنا في محطة " كي سي كي أتش" نشكرهم على جهودهم ونتمنى أيضا عطله سعيده لجميع مشاهدينا |
| Ben hemen işe başlayacağım ve bu da bir aylık tatil mi alacak? | Open Subtitles | يتوجب علي البدأ بالعمل وهي تحصل على شهر , عطله ؟ |
| Dayanamayıp içine baktım. Marsilya'da bir adresti yani, senin görevin olan kişinin tatil yaptığı yerin adresi çıktı. | Open Subtitles | لم يمكني إلا أن أنظر بداخله كان عنواناً في مارسليا، حيث تبين أن عميلك في عطله هناك |
| Zaten buraya tatil yapmaya geldik, dimi? | Open Subtitles | فبعد كل شئ نحن هنا فى عطله , اليس كذلك ؟ |
| Kara Pençe onu Portland'a getirdiyse tatil için değildir. | Open Subtitles | لو ان المخلب الاسود احضره لبورتلاند فانه ليس لقضاء عطله |
| tatil y apma zamanı geldi sanırım. | Open Subtitles | انه من النادر ان تأخذ اليوم عطله |
| Siz çok nadiren tatil yaparsınız. | Open Subtitles | انه من النادر ان تأخذ اليوم عطله |
| İnsanlara tatile gittiğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبدا فى إخبار الناس بأننى كنت فى عطله. |
| Ben sahilde ya da başka bir yerde tatile gitmişim gibi düşünürüm. | Open Subtitles | لا ساستخدامها وافكر باني في عطله صيفية علي الشاطئ |
| Yerinde olsam, bu hafta sonu için çıkma teklif ederdim. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لطلبت منها الخروج معى فى عطله نهايه الاسبوع |
| Evet, neler yaptınız bakalım bu hafta sonu? | Open Subtitles | ماذا فعلتم يا شباب فى عطله نهايه الاسبوع؟ |
| Bu Santa Barbara'da beraber geçirdiğimiz haftasonu. | Open Subtitles | تلك كانت فى عطله نهايه الاسبوع التى قضيناها فى سانتا باربرا سوياً |
| - bayram özel bölümünü izlemedin mi? | Open Subtitles | انتي لم تري العطله الخاصه؟ هل هنالك عطله خاصه؟ |
| Yarın bir jete atlıyoruz ve kendimiz için Roma tatili yapıyoruz. | Open Subtitles | غداً، أنا وأنتِ سنرحل بالطائرة ونأخذ عطله بروما أنا وأنتِ فقط هيا |
| Size iyi geceler. - Mutlu tatiller. - Tamam, her şeyin en iyisi. | Open Subtitles | عطله سعيده- حسناً- |
| Neler olduğunu sanıyorsun? Tatilde olduğumuzu mu? | Open Subtitles | ماذا تعتقد انك فاعل هنا هل تظن اننا في عطله ؟ |
| Becky, dinle. İlkbahar tatilinde gece vardiyasına kalmanı istiyorum. | Open Subtitles | هاي بيكي , في عطله الربيع أريدك أن تستلمي المناوبة الليلية |