| Eskiden bir adam görmüştüm, koltuk değnekleriyle yürüyordu. Bana gülümsedi. | Open Subtitles | حينما رأيت ذلك الرجل الذي لديه ساق واحدة ويسير مستنداً إلى عكازين |
| Temiz bir kırık, yerine oturtup alçıya alacaklar, yani o birkaç hafta boyunca koltuk değnekleriyle gezecek, ama... | Open Subtitles | انهم يعدونه مكانه ويضعونها فى الجبس. مما يعنى انها على عكازين لاسبوعين او اكثر, لكن... |
| O Allahın unuttuğu cezaevinden kol değnekleriyle ç ıktım. | Open Subtitles | خرجت من السجن على عكازين |
| Yolda yürürken kamyonun biri çarpmasın diye kırmızı koltuk değneği almış. | Open Subtitles | تريد أن أحضر لها عكازين لونهما احمر حتى لا تصدم بها الشـاحنة |
| O sadece bir koltuk değneği. | Open Subtitles | إنهما فقط عكازين. |
| Kıdemli kriminalistimiz Chang'in koltuk değnekleri var mı? | Open Subtitles | حسناً ، هل لدى كبير أخصائي الجريمة تشانغ عكازين ؟ |
| Koltuk değnekleriyle yürürdü. | Open Subtitles | كانت تسير على عكازين |
| Beni koltuk değnekleriyle görmeni istemedim. | Open Subtitles | يجب أن لا يراني على عكازين. |
| koltuk değneği de veririm. | Open Subtitles | سأعطيك عكازين. |
| Birkaç hafta burada kalacaksın ve sonra 8 hafta da koltuk değnekleri ile devam edecek diyelim. | Open Subtitles | عليك أن تكون في المستشفى بضعة أسابيع، و ثم تحصل على ثمانية أسابيع على عكازين. |
| Ayrıca koltuk değnekleri ya da tekerlekli sandalyeleri falan varsa... ikiye katlanıyor. Yani... | Open Subtitles | وسيكون المبلغ الضعف لو كان الرجل يمشي على عكازين أو مقعد متحرك أو ما إلى ذلك. |