| Var. Çünkü Motorlu Taşıtlar Dairesi'yle konuşmanın benimle ilgisi var. | Open Subtitles | في الحقيقة له علاقة , لأن كونك على الانتظار , مع مصلحة القيادة له علاقة بي |
| - benimle ilgisi olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أن هذا له علاقة بي ؟ بالطبع |
| Madem benimle ilgili değildi o zaman neden gelmemi istediniz? | Open Subtitles | إذا لم يكن لها علاقة بي لماذا طلبتم مني المجيء؟ |
| Umrumda değil. Ben asla randevu ayarlamadım. Bunun benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | أنا لا أهتم ، لم أتخذ موعد معها وهذا لا علاقة بي |
| - benimle alakası olmadığını söyledim. | Open Subtitles | من الواضح أنني قلت لهم أن ليس للأمر علاقة بي |
| Hedeflerimin daha sonra yaptıklarıyla bir ilgim yok. | Open Subtitles | و ما يفعله الذين أصيبهم بعد ذلك ليس له أية علاقة بي |
| Ama işimize yaramaz çünkü benimle alakalı hiçbir şey istemiyor. | Open Subtitles | لكن ذلك لن يفيدنا لأنها لا تريد أي علاقة بي |
| Benimle hiç alakası yok. | Open Subtitles | ليس له علاقة بي |
| Bak, Daycia'nın ölümünün benimle hiçbir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | أنظر .. موت ديشيا بالتأكيد ليس له علاقة بي |
| Hayır. Bilmiyorum, benimle ilgisi yok. | Open Subtitles | كلاّ، لم أكن هناك، ليس للأمر علاقة بي |
| Kürkün seninle ya da benimle ilgisi yoktu. | Open Subtitles | الفرو لم يكن له اي علاقة بي أو بك |
| Bunun benimle ilgisi yok, Kiara. - Oh evet Bay Wall Street'in yetenekli adamı. | Open Subtitles | الأمر ليس له علاقة بي كيارا - نعم أيها السيد وول ستريت - |
| benimle ilgisi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن لذلك علاقة بي. |
| benimle ilgisi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن لذلك علاقة بي. |
| benimle ilgisi yok. | Open Subtitles | وليس له علاقة بي |
| Kötü niyetlerinin benimle ilgili olabileceğini düşündün mü hiç? | Open Subtitles | ألم يخطر ببالك أنّه ربما دافعها له علاقة بي ؟ |
| Bombalama olayının seninle ya da benimle ilgili olabileceğini bulmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أظنها حاولت معرفة إن كان للحريقِ علاقة بي وبك |
| benimle ilgili hiçbir şeye dâhil olmak istemiyor. | Open Subtitles | إنهُ لا يُريد أي شيء لهُ علاقة بي |
| Olanların benimle bir ilgisi yok. Karınla konuşman lazım. | Open Subtitles | ليس للأمر علاقة بي في الواقع عليك أن تتحدّث مع زوجتك |
| Eğer terfi ettiysen, bunun benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | إنْ كنت قد حصُلت على ترقية، فليس لهذا علاقة بي |
| benimle bir ilgisi yok gibi gözüküyorken aslında tamamen benimle alakalı. | Open Subtitles | ليس لهذا أي علاقة بي بينما في الواقع ينبغي ان يكون مرتبط كليا بي |
| İçten içe bir ihtimal benimle alakası olabileceğini düşünüyordum. | Open Subtitles | عميقاً في داخلي ربما... . علمتُ أن للأمر علاقة بي |
| Aracın bu kadar iyi olmasının benimle alakası vardır belki. | Open Subtitles | ربّما روعة السيّارة لها علاقة بي. |
| Bir sorunun olduğunu ve bununla bir ilgim olmadığını söylüyorum. | Open Subtitles | اتحدث عن كون لديك مشكلة و هي ليست لها اي علاقة بي |
| Ve bu benimle alakalı. 1994'te, sırt çantama birkaç parça eşya koyup, üniversite kariyerimin ortasında bir yıl sürecek bir yolculuğa çıktım. | TED | والذي له علاقة بي. ﻷنه في 1994، حزمت بعض الأشياء في حقيبة الظهر وأتجهت لمدة سنة من السفر أثناء مسيرتي الجامعية. |
| Benimle hiç alakası yok. | Open Subtitles | ليس لذلك علاقة بي |
| benimle hiçbir ilgisi olmayan 20 yıllık boktan bir mesele için hayatımı hapiste geçirmem ben. | Open Subtitles | لن أقضي حياتي في السجن لهراء عمره 20 عام ليس له علاقة بي |