| Takip eden kişilerin,aslında takip ettikleri kişilerle.... ...bir ilişki yaşadıklarını sandıklarını biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلم أن معظم المتربصين يعتقدون حقاً بأنهم على علاقة مع الشخص الذي يتربصونه؟ |
| Öyle bir konuştun ki yeni müdürümüzle ilişkin var gibi geldi. | Open Subtitles | بدا من طريقة قولكِ أنّه كانت لكِ علاقة مع مديرنا الجديد. |
| Bu gece aramızda geçenlerin aşkla ilgisi olmayacak. | Open Subtitles | ما يمر بيننا الليلة ليس له علاقة مع الحب |
| Biriyle bir ilişkim oldu. Bu karımı öldürdüğüm anlamına gelmez. | Open Subtitles | كانت لديّ علاقة مع فتاة لا يعني بأنني قتلت زوجتي |
| Derler ki, "Bir Tacik bir kadınla seks yapmak istediğinde..." | Open Subtitles | حسنا، يقولون أنه عندما يريد طادجيكي إقامة علاقة مع إمرأة |
| 50, 60, 70, 80 bin yeni ofis yerinin yerlerinin açılması -- sayısı her ne ise -- konuyla hiç bir alakası olduğunu sanmıyorum. | TED | لا أعتقد بأن لها علاقة مع 50 أو 60 أو 70 أو 80 ألف من مساحات المكاتب الجديدة بغض النظر عن ما هو الرقم |
| Yeni biriyle bir ilişkiye girmek için kendimi hazır hissetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست مستعدة للخوض في علاقة مع أي شخص جديد |
| Çünkü senin gibi bir ezikle birlikte olma tehlikesinden kurtulmuş oldu. | Open Subtitles | لإنها الان تفادت رصاصة ان تكون في علاقة مع فاشل مثلك |
| Teddy'le ilişkim var, June'da çirkin bir şekilde ağlamak üzere. | Open Subtitles | انا اقيم علاقة مع تيدي , وجون على وشك البكاء |
| Bir dahaki sefere biriyle beraber olduğumda, ağırdan alacağım. | Open Subtitles | فى المرة القادمة عندما ابدأ علاقة مع فتاة سوف ابطئ الامر قليلا |
| Bak, eğer yöneticinle bir ilişki yaşıyorsan, bu durumu bildirmek zorundasın. | Open Subtitles | حسناً, إذا أنت على علاقة مع رئيستك, يجب أن تكشف عنها |
| Tabii ki kocana, kardeşimle gizli bir ilişki yaşadığını söylememi istemiyorsan. | Open Subtitles | إلا إذا أردتيني أن أخبر زوجك بأنكِ عى علاقة مع أخي |
| Hocanla ilişkin var! "Batı İnsanının Modern Bunalımları" dersini veren adamla. | Open Subtitles | كنتِ على علاقة مع أستاذك في الكلية ذلك الغبي الذي يدرس المادة غيرالمقبولة منطقياً الأزمة المعاصرة عند الرجل الغربي |
| Senin de çatıda güvercin besleyen adamla ilişkin var. | Open Subtitles | وأنت تقيمين علاقة مع هذا الرجل الذي يقتني الحمام على السطح |
| Bay Cross, o reklamın "Cimri" ile ne gibi bir ilgisi var? | Open Subtitles | السيد الصليب ، ماذا يفعل بالضبط هذا الإعلان لها علاقة مع البخيل ؟ |
| İtiraz ediyorum. Bu yorumların elimizdeki davayla, hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | اعتراض هذه التصريحات ليس لها علاقة مع الحادث |
| Kızımın karate hocasıyla ilişkim yok. Ayrıca kocama da herpes falan bulaştırmadım. | Open Subtitles | لا أقيم علاقة مع مدرب ابنتي للكاراتيه و لم أصب زوجي بالقوباء |
| Soyunma odasında öğrenciyle seks yapmakla ahlak değerleriyle kasıt bu mu yani? | Open Subtitles | علاقة مع طالب في غرفة الملابس اهذا ما يعنوه بقيم المناطق المتوسطة؟ |
| Dr. Richard Kimble'la onun bi alakası var mıydı acaba? | Open Subtitles | هل عرف أو كان علي علاقة مع الدّكتور ريتشارد كيمبل؟ |
| Bu kızla cinsel ilişkiye girmek istiyorsan babasının hangi parfümü kullandığını öğren. | Open Subtitles | اذا اردت أن تكون لك علاقة مع تلك الفتاة, اكتشف نوع عطرها |
| Şu an biriyle birlikte olabileceğim hiç aklının ucundan geçti mi acaba? | Open Subtitles | أنت تعرف، هل حدث ذلك بالواقع من قبل في علاقة مع شخص؟ |
| Eğer öyle olmasaydı, baldızın Kim Hye Jin'le yaşadığın ilişkiden bu kadar utanır mıydın? | Open Subtitles | إن لم يكن هذا، هل شعرت بالخزي لهذا الحدّ من اقامتك علاقة مع الأخت الصغرى لأمي؟ |
| Biz aşağılıklar kardeşinizi tutuyoruz çünkü elimizde onun suçlu olduğunu gösteren kanıt ve sebep bulunmaktadır ve belirttiğine göre siz ortalıkta olmadığınız zamanlarda, karınızla beraber oluyordu. | Open Subtitles | فنحن الحثالة نحتجز شقيقك لأننا نملك دليلاً ملموساً يربطه بالجريمة ودافعاً محتملاً بحالته وقد صرّح بأنه حين لا تكون موجوداً فإنه يقوم بإقامة علاقة مع زوجتك |
| Diğeri ise insanoğlunun istikrarsızlığı ile ilgili, ya da açgözlülüğü de diyebilirsiniz. | TED | والآخر لديه علاقة مع جشع البشر، أو الطمع، إذا أردتم قول ذلك. |
| Tanrı'yla bu kadar iyi ilişkiler kurduğumu bilmiyordum. | Open Subtitles | في الواقع ، أنا لا أعتقد أنني في ذلك وثيقة علاقة مع ربنا جيدة. |
| Bunların sadece seninle yatmış olan ve yangından kaçarken ölen iki kişi olduğunu kanıtlarız. | Open Subtitles | بإمكان الجميع إثبات أنكَ أقمتَ علاقة مع هاتين المكسيكيتين و بعدها ماتتا مختبئتين من الحريق أنتَ لم تقم بقتل أي أحد |
| Lumbergh gibileriyle yattığını düşünmemiştim! | Open Subtitles | لم اتوقع أن تكوني على علاقة مع شخص مثل لمبرج |