| - Arabanın teki yolda kalmış. Ona takıldım. | Open Subtitles | علقتُ على الجسر خلف سيّارة متباطئة |
| Gidip onu alacaktım ama bir yerde takıldım kaldım. | Open Subtitles | كنتُ سأذهب إليه لكنني علقتُ بمكانٍ ما |
| Ama bugün buraya gelirken trafiğe yakalandım. | Open Subtitles | ولكنني علقتُ بالكثير من الزحام بعد ظهر اليوم عندما حاولت أن أدخل الي المدينة |
| Olayla ilgili olarak Holly ile konuşacaktım, ama bazı dostlara yakalandım. Sonrasında bildiğim, gitmiş olduğu. | Open Subtitles | كنتُ سأتحدّث إليها حيال ذلك، لكنّي علقتُ في الحديث مع بعض الناس، والأمر التالي الذي أعرفه أنّها رحلت. |
| İlk katta sıkıştım! | Open Subtitles | لقد علقتُ في مؤخرةِ الطابقِ الأرضي |
| Düğünümüze gelirken yolda kar fırtınası yüzünden mahsur kaldım. | Open Subtitles | في الأساس، لقد علقتُ في تلكَ العاصفَة الثلجية في الطريق إلى زفافنا |
| Trafikte sıkışıp kaldım! Ayrıca cep telefonlarını sevmiyorum. | Open Subtitles | علقتُ في زحمة المرور ، بالاضافه الي ذلك لا أحب الهواتف الخلوية |
| Hiç bu bağlantıyı kurmamıştım ama şimdi takıldım kaldım. | Open Subtitles | ...لم أربط بين هذين الأمرين قط وقد علقتُ في التفكير بهذا الآن |
| Aylardır üçüncü seviyede takıldım kaldım. | Open Subtitles | لقد علقتُ في المرحلة الثالثة لأشهر. |
| - İnerken yolda dallardan birine takıldım. | Open Subtitles | علقتُ بأحدى الغصون في طريقي للهبّوط. |
| Üzgünüm geç kaldım. Bir telefon gelmişti takıldım kaldım. | Open Subtitles | آسف تأخرت لقد علقتُ في مكالمة |
| Bekle bir dakika dal gibi bir şeye takıldım. | Open Subtitles | لقد علقتُ في غُصن أو ما شابه. |
| Trafiğe takıldım. | Open Subtitles | لقد علقتُ في الزحام. |
| Anne, anne. Ayı kapanına yakalandım. | Open Subtitles | . أمّاه ، لقد علقتُ في فخٍّ للدبّبة |
| Üzerimde bazı şeylerle yakalandım. | Open Subtitles | علقتُ في بعض الأشياء. |
| Hayır, lütfen, sıkıştım. | Open Subtitles | لا ، أرجوك لقد علقتُ |
| Hayır. Tamamen sıkıştım. | Open Subtitles | لا والآنَ قد علقتُ تماماً |
| Sadece sıkıştım. | Open Subtitles | لقد علقتُ فحسب |
| En son kanıt bulmaya çalıştığımda, bir çukurda mahsur kalmıştım. | Open Subtitles | في آخر مرّة حاولتُ إيجاد دليل، علقتُ في مجرى. |
| Fırtınada sıkışıp kaldım, bari tekneyle gideyim dedim. | Open Subtitles | ثمّ علقتُ في هذه العاصفة، وفكّرتُ بتوصيلة. |