| O oyunu bana oynamaya kalkma. Bunu sana ben öğrettim. | Open Subtitles | لا تحاولي أن تلعبي معي هذه الألعاب أنا علمتها لكِ |
| Ben ona tek şey öğrettim: Hayır. Onu yapma, bunu yapma. | Open Subtitles | علمتها شيء واحد، الطاعة لاتفعلي هذا ولاتفعلي ذاك |
| Onu özgür bıraktım ama aile şerefini korumasını da öğrettim. | Open Subtitles | لقد أعطيتها الحرية و لكننى علمتها ألا تلوث شرف عائلتها أبدا |
| Shadowcat'in modu kameraların görmediği heryeri öğretmiş olmalı. | Open Subtitles | وزارة الدفاع شدووكت يجب أن يكون علمتها كل مكان الكاميرات لا نرى. |
| Ne olmuş? Ona özgüvenli olmayı öğrettin. Şimdi çocukları ayak bileklerinden tutup otobüsten dışarı sarkıtıyor. | Open Subtitles | أنتِ علمتها بأن تثق بنفسها والآن تقوم بتعليق الأطفال بشباك الحافلة |
| Baba! Baba-kız dansı için Hope'a öğrettiğim şu numaralara bi' bakın! | Open Subtitles | شاهدوا الحركات التي علمتها لهوب من اجل رقصة الوالد و الابنة المشترك |
| Gitmeden önce Liv ona öğrettiğin gibi bir saat boyunca bunları işaretledi. | Open Subtitles | نعم. قبل أن تغادر ليف أمضت ساعة في غرفة الخرائط تتأمل كما علمتها. |
| Ona İmparatorun suikastçısı olduğum zamanlardan birkaç bir şey öğretmiştim. | Open Subtitles | لقد علمتها عدة أشياء خلال أيامي كقاتلة للإمبراطورية |
| Birisi cüzdanını gasp etmeye çalıştığında kendisini nasıl savunacağını gösterdim. | Open Subtitles | علمتها كيف تدافع عن نفسها لو حاول أحدهم خطف حقيبتها |
| Onu özgür bıraktım ama aile şerefini korumasını da öğrettim. | Open Subtitles | لقد أعطيتها الحرية و لكنني علمتها ألا تلوث شرف عائلتها أبدا |
| Okumama yardım etti, ben de ona sallanmayı öğrettim. | Open Subtitles | ساعدتني في تعلم القراءة وأنا علمتها التأرجح |
| Okumama yardım etti, ben de ona sallanmayı öğrettim. | Open Subtitles | ساعدتنى فى تعلم القراءة وأنا علمتها التأرجح |
| En azından ona Hint yemekleri yapmasını öğrettim. Gerisi Tanrı'ya kalmış. | Open Subtitles | على الأقل علمتها كل الأكلات الهندية و ما تبقّى أمره إلى الله |
| Ona birayı içmeyi ve yemek yapmayı öğrettim. | Open Subtitles | لقد علمتها شرب الخمر وهي علمتني هذا الطبخ |
| Ona saati söylemeyi, bisiklete binmeyi bulaşık makinesinin buharından korunmayı ben öğrettim. | Open Subtitles | علمتها ان تقرأ الوقت ان تركب الدراجة , وكيف خلق البخار من غسالة صحون |
| Hanımı, Almanca konuşacak birisi olsun diye küçükken öğretmiş. | Open Subtitles | - عندما كانت صغيرة علمتها سيدتها كي تتكلم بالألمانية معها |
| Yani sen ona bubi tuzağı nasıl yapılır öğrettin ve karşılığında o da sana hayvanlara nasıl ilaç verilir onu öğretti. | Open Subtitles | إذا فقد علمتها كيفية صنع فخ متفجر، وبالمقابل علمتك كيف تحقن الحيوانات بالأدوية |
| Tek bildiğim yanında taşıdığı o bıçakları kullanmasını benim öğrettiğim. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني علمتها كيف تستخدم تلك النصال التي تحملها معها |
| Geçen haftasonu bana öğrettiğin hareketi yapmaya ne dersin? | Open Subtitles | مارأيك أن نفعل تلك الحركة التي علمتها لي الأسبوع الماضي |
| Bu küçük origami gemilerini nasıl yapacağını ona öğretmiştim. | Open Subtitles | لقد علمتها كيفية عمل هذه القوارب الورقيه |
| Ona tamponun nasıl kullanılacağını ben gösterdim. | Open Subtitles | علمتها كيفية استخدام السدادة القطنية |
| Fakat yıllar geçtikçe, annemin hayatla ilgili öğrettiği bazı önemli derslerin değerini anladım. | TED | لكن بعد سنوات، اكتشفت قيمة بعض الدروس المهمة عن الحياة، التي علمتها أمي لي. |
| Ben ona ne zamandır öğretemedim sen iki dakikada öğretmişsin. | Open Subtitles | لم استطع ان اعلمها في سنوات وانت علمتها في دقائق |