Bu kahrolası tuzağı açıp seni dışarı çıkaracağım. | Open Subtitles | أنا ستعمل فتح هذا سخيف فخ وسحب على الخروج. |
Ta Camp Bastion'a kadar yalın ellerimle mayınların arasından güvenli yol yapmam gerekse de seni bu kesik çukurundan çıkaracağım. | Open Subtitles | مع يدي سخيف العارية على طول الطريق إلى كامب باستيون أنا على الحصول على الخروج من هذه الحفرة شرخ. هل تسمعني؟ |
Öyle utanıyor ki, dışarı çıkıp arkadaşlarıyla bile karşılaşmak istemiyor. | Open Subtitles | إنّها خجلة جدًا لدرجة أنّها لاتقدر على الخروج ومقابلة أصدقائها. |
Buradan çıkıp biriyle buluşmam gerek, ve şimdi benim yardımcı pilotum son saniyede bana balyalama yapıyor? | Open Subtitles | يجب على الخروج لـلقاء أحد مــا والآن يعتمـد الطيـآر علّي ويحتآج مساعدتي في اللحظـة الأخيرة |
Bronc, dinle, eğer çıkmana yardım etsem olur mu? | Open Subtitles | اسمع يا برونك, ماذا لو ساعدتك انا على الخروج ؟ |
Hemen yapamam ama çıkmana yardım edebilirim. | Open Subtitles | ليس في هذه اللحظه، لكن أستطيع مساعدتك على الخروج. |
Sizi oradan çıkaracağız. Az sıkın dişinizi Bravo. | Open Subtitles | لقد أحرزنا ليرة لبنانية تحصل على الخروج من هناك. |
İyileşeceksin, seni buradan çıkaracağız, Jack. | Open Subtitles | أنت ستعمل تكون على ما يرام، ونحن ستعمل تحصل على الخروج من هنا، جاك. |
Bu yasa dışı parayla da ''Çıksın Oyu Verin'' kampanyası yanlış bilgi yağmuru yağdırdı. | TED | وبتلك الأموال غير الشرعية، أطلقت حملة "التصويت على الخروج" وابلًا من المعلومات المُضللة. |
Endişelenme Cassandra, seni çıkaracağım. | Open Subtitles | لا تقلق، كاساندرا، وسوف تحصل على الخروج. |
Hadi ama, dışarı çıkaracağım seni. | Open Subtitles | هيا، وانا ذاهب لتحصل على الخروج من هنا. |
Annalise, seni günün sonunda buradan çıkaracağım. | Open Subtitles | أنا على الحصول على الخروج من هنا، Annalise، قبل نهاية اليوم. |
Seni buradan çıkaracağım. | Open Subtitles | بعد ذلك سوف تحصل على الخروج. |
Şimdi bu herif laboratuardaki bazı inek öğrenciler fazla çalıştı ve strese girdiler diye hapisten çıkıp, özgür mü kalacak? | Open Subtitles | الآن انه ستعمل على الخروج من السجن مجانا لأنه شدد جميع بعض مختبر الطالب الذي يذاكر كثيرا بها وأكثر من طاقتهم؟ |
İstediğim zaman dışarı çıkıp hazır kahve alabilmeyi özlüyorum. | Open Subtitles | أفتقد أن أكون قادرة على الخروج و تناول القهوة المُعلّبة آنما شئت. |
İçinde bulunduğun durumdan çıkmana yardım etmeye çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | لكن الشيء الوحيد الذي أفعله هنا هو أنني أريد مساعدتك على الخروج |
Ayağını pervazdan uzak, çıkmana yardım ederim. | Open Subtitles | رمي ساقك على الحافة، وسوف تساعدك على الخروج. |
Sen canavarı yakalamada yardım edeceksin... biz de seni şehirden çıkaracağız. | Open Subtitles | تساعدنا في أمساك الوحش ونساعدك على الخروج من المدينة |
Mason, seni buradan çıkaracağız. | Open Subtitles | ميسون، نحن ستعمل تحصل على الخروج من هنا. |
''Çıksın Oyu Verin'' kampanyası bir grup insanı ikna edilebilir olarak belirledi ve onlar bunları gördü. | TED | حملة "التصويت على الخروج" استهدفت القليل من الناس والمعروفين بالـ"قابلين للإقناع"، شاهدوا تلك الإعلانات. |