| haritada, ağırlıklı olarak yeşil, arada sarı ve kırmızılar görünüyor. | Open Subtitles | تبدو على الخريطة باللون الأخضر ثم يتغير إلى الأصفر فالأحمر. |
| haritada çok uzak görünmüyor ama her şey ölçeğe bağlı aslında. | Open Subtitles | اعلم انه لا يبدو بعيد على الخريطة لكنه يعتمد على المقاييس |
| Dikkat edeceğim. Aman ne büyük bir mesele! Ben şimdi onu haritaya koyarım. | Open Subtitles | سوف أفعل منذ الآن ما الأمر العظيم , سوف أضعها على الخريطة الآن |
| Ve bu şeyleri buluyorsanız haritaya bir etiket koyarak bu bulunan girişi işaretlerlerdi. | TED | وعندما تعتاد على العثور على هذه الأشياء، وضعوا علامة على الخريطة تشير الى سيفون طرفي. |
| Üzgünüm tekrar arayamadım, harita için teşekkürlerp. | Open Subtitles | ،آسف لم أتصل أبداً وشكراً مرة أخرى على الخريطة |
| Nükleer enerjiden kişi başına 16 ampul elde etmek için haritadaki mor noktaların her birinden 2 gigavat gerekir. | TED | الطاقة النووية، للحصول على 16 مصباح كهربائي للفرد ستحتاج 2 غيغاواط لكل نقطة بنفسجية على الخريطة |
| Parmağını kaldır ve bu harita üzerinde birliklerin nerede konuşlandığını daha ne kadarının geldiğini ve yanlarında neler getirdiklerini söyle. | Open Subtitles | عليك فحسب استخدام ذلك الإصبع والتأشير على الخريطة حيث يعقد ذلك الاحتفال كم عدد الحضور، وما الأدوات التي يعزفون بها |
| Şimdi o parmaklarını al ve bana partinin yerini bu haritada göster. | Open Subtitles | عليك فحسب استخدام ذلك الإصبع والتأشير على الخريطة حيث يعقد ذلك الاحتفال |
| Burada gene dayıya yaşadığı yer olan Atlanta'nın yerini haritada gösteriyor. | TED | وهذا هو جين يُري الخال أين هي أطلنطا على الخريطة حيث يسكنون. |
| Fazla bir fikrim yok ama benim tahminime göre Soda City'yle ilgili haritada epey bilgi bulabilirsin. | Open Subtitles | حسنا، أنا ما أعطيته الفكر الكثير، لكني لا يتخيل هناك سيكون اوفرابوندانس مدن صودا على الخريطة. |
| Bana sorduğunda, haritada gösterebilirim. | Open Subtitles | فى أى وقت تطلبين منى سوف أضعها على الخريطة |
| haritada da işaretlendiği gibi, bu yeri 4 bölüme ayırdım. | Open Subtitles | لقدقسّمتهذاالمكانإلىأربعة أقسام .. كما هو موضّح على الخريطة |
| Mansa Musa tam anlamıyla imparatorluğunu ve kendisini haritaya yazdırdı. | TED | وضع مانسا موسى فعليًّا نفسه وإمبراطوريته على الخريطة. |
| Çok basitti. İnsanlardan topladığımız bilgileri haritaya koyduğumuz bir mashup'dı. | TED | هذا شئ أساسي كان مزيجاً من البيانات التي جمعناها من الناس والتي وضعناها على الخريطة |
| haritaya parmağını koyarak mı? | Open Subtitles | ألصقت دبوس على الخريطة او شيئاً من هذا ؟ |
| Bir harita için Volm'la görüşmeliyim. | Open Subtitles | علي ان أطلع الفولم على الخريطة |
| - harita için teşekkürler. | Open Subtitles | أوه ، شكراً على الخريطة |
| harita için, Madloba, çok teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً يا آنسة على الخريطة |
| haritadaki beyaz alanlar kış rüzgârından korunmuş bölgelerdir. | TED | المناطق البيضاء على الخريطة هي المناطق المحمية من رياح الشتاء. |
| harita üzerinde nerede olduğumuzu gösterebilirmisiniz? | Open Subtitles | هل يمكن أن تريني أين نحن على الخريطة هنا؟ |
| Lanet olasıca haritayı almak için koduğumun pantolonunu kontrol etmeyeceğim dostum. | Open Subtitles | أنا لم أحصل على الخريطة الملعونة خارج ملابسك الداخلية الداعرة، رجل. |
| Bu haritanın hangi çizgilerine odaklanmalıyız? | TED | أية خطوط على الخريطة لابد لنا أن نركز عليها ؟ |
| Gece haritasındaki 40 noktayı, küresel ekonominin merkezlerini gösteren noktaları hatırlayın. | TED | تذكروا ال40 نقطة على الخريطة المضيئة التي توضح محاور الإقتصاد العالمي . |