Venüs'te volkanlar dünyadaki gibi süper ısınmış cehennemler haline geldiler. | Open Subtitles | على الزهرة حوّلَت البراكين العالم الشبيه بالأرض لجحيمٍ بالغ السخونة |
Sonunda, Venüs deneyimizin baş müfettişi olarak görevimden ayrıldım çünkü gözümüzün önünde değişen bir gezegen çok daha ilginç ve önemlidir. | TED | أخيرا، استقلت كمحقق رئيسي في تجربتنا على الزهرة لأن كوكبا يتغير أمام أعيننا أكثر أهمية وإثارة للاهتمام. |
Venüs ve Mars'tayken bir pusulan varsa tebrikler, kayboldun. | TED | لو أن لديك بوصلة على الزهرة أو المريخ، فهنيئًا لك؛ أنت تائه. |
Venüs'teki atmosfer basıncı Dünya'dakinden 100 kat daha fazladır. | Open Subtitles | الضغط الجوي على الزهرة حوالي مئة ضغطٍ أرضي |
Venüs'teki rüzgarlar kesinlikle Dünya'da gördüğümüz her hangi bir şeye benzemezler. | Open Subtitles | الرياح على الزهرة بخلاف ما نراها على كوكب الأرض |
Venüs'te Kimsenin kömür yaktığı ya da benzin canavarı araçlar kullandığı yok. | Open Subtitles | لا أحد يحرق الفحم أو يقود مركبات مُستهلكة للوقود على الزهرة. |
1982 yılında, o zamanki Sovyetler Birliği bilimci ve mühendislerinin Venüs'e başarıyla indirdikleri uzay aracının. | Open Subtitles | في عام 1982 عُلماء و مهندسي ماكان يُعرفُ حينها بالإتحاد السوفيتي أنزلوا بنجاحٍ هذه المركبة الفضائية على الزهرة |
Venüs'te karbonun neredeyse tamamı karbon dioksit olarak atmosferde gaz halindedir. | Open Subtitles | كُل الكربون على الزهرة تقريباً على هيئةِ غاز ثاني أكسيد الكربون في الغلاف الجوي. |
1960'ta Carl Sagan'ın doktora tezi Venüs'teki kontrolsüz sera etkisinin ilk kez hesaplanmasını kapsıyordu. | Open Subtitles | في عام 1960 إحتوت أطروحة دكتوراة كارل سيجان على الحساب الأول لتأثير الإحتباس الحراري الخاطف على الزهرة. |
Fakat Venüs'te bir şeyler ters gitti. | Open Subtitles | لكن حدث خَطْبٌ على الزهرة |
Ama Venüs'te. | Open Subtitles | على الزهرة . |