ويكيبيديا

    "على ترك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bıraktığım için
        
    • terk etmek
        
    • terk etmeye
        
    • bırakacağımıza dair
        
    Kızkardeşim karanlıktan korkardı, ama ışıkları açık bıraktığım için beni suçlardı. Open Subtitles شقيقتي كانت تخاف من الظلام ، و كانت تلقى اللوم علي على ترك المنزل مضاء
    Ama aklımın ufak bir kısmından ki önemli kısmı takımımı yarı yolda bıraktığım için pişman olacak. Open Subtitles لكن هناك جزء صغير مني، لا بأس به، سيظل نادماً على ترك هذا الفريق
    Şövalyeler krallığı terk etmek zorunda kalıp da yerlerini adalet memurları aldığı günden beri her gün yeni bir yasamız var. Open Subtitles مُنذُ أن أُجبِرَ الفرسان على ترك الممكلة و تولّى ضُبّاط القضاء زِمامَ الأمور و نحن نحصل على قانون جديد كل يوم
    Dünyanın pek çok yerinde, yaklaşık olarak 60 milyon kişi savaş, şiddet ve zulümden kaçmak için yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor. TED يوجد حول العالم ما يقارب 60 مليون شخص ممن أكرهوا على ترك منازلهم للهرب من الحرب أو العنف أو الاضطهاد.
    Hayatını almadan önce aşireti terk etmeye tövbe edecek misin? Open Subtitles قبل أن أقتلكِ ، هل تبدين الندم على ترك العشيرة؟
    Hayatını almadan önce aşireti terk etmeye tövbe edecek misin? Open Subtitles قبل أن أقتلكِ ، هل تبدين الندم على ترك العشيرة؟
    İlk olarak, bunun hiçbir anlamı yoktu ve ikinci olarak da, senle ben teşkilattaki geçmişimizi arkamızda bırakacağımıza dair anlaşmıştık. Open Subtitles قبل كل شيء لم أقصد شيئًا وثانيا وافق كلانا على ترك ماضينا في الوكالة خلفنًا
    İştahını kaybetmişsin. Ye hadi. Huysuz Stefan'ı evde bırakacağımıza dair anlaştığımızı sanıyordum. Open Subtitles تناول الطعام، فأحسبنا إتّفقنا على ترك (ستيفان) النِكديّ في المنزل.
    Bu kadar çok mesaj bıraktığım için özür dilerim ama hatırladığım kadarıyla New York'ta telefonlar hala çekiyor. Open Subtitles هذا أنا مِنْ جديد، آسف على ترك الكثير مِن الرسائل لكنْ حسب علمي، ما تزال الهواتف تعمل في مدينة "نيويورك"
    Dostum James'i bu kabadayılarla bıraktığım için pişmanım. Open Subtitles (أندم على ترك صديقي (جيمس ...مع هؤلاء
    Hayatının en iyi yıllarını bu ülkeyi savunmaya adayan sen ülkeyi terk etmek zorundasın. Open Subtitles مجبر على ترك الدولة لقد قضيت أفضل سنوات حياتك تدافع؟
    Silah sesleri yüzünden kulübü terk etmek zorunda kalmıştık. Open Subtitles الطلقات النارية أجبرتْنا على ترك النادى
    Peygamber Mekke'yi terk etmek zorunda kalacaktır. Open Subtitles يشتد ويجبر على ترك مسقط رأسه مكة
    Hazarlılara karşı devam eden zulüm ve uygulamalar ailemi Afganistan'ı terk etmeye mecbur etti. TED عمليات الاضطهاد المستمر ضد الهازارة أجبرت والديّ على ترك أفغانستان.
    Bu hikaye Washington Post'da yayınlandığında ölüm tehditleri almaya başladım ve Afganistan'ı terk etmeye zorlandım; tıpkı daha önce ailemin zorlandığı gibi. TED عندما نشرت هذه القصة في صحيفة واشنطن بوست، بدأت أتلقى رسائل تهديد بالقتل، وأجبرت وقتها على ترك أفغانستان، حيث يعيش والدي هناك.
    Kızımı terk etmeye nasıl cüret edersin! Open Subtitles على من؟ كيف تجرؤ على ترك ابنتي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد