| Ben bir eyer son kez Yaz kampinda bir at oldu. | Open Subtitles | آخر مرة كنت في سرج كان على حصان في المخيم الصيفي. |
| Yeni bir at alabilirmiyim, kiralık veya satılık bir tane. | Open Subtitles | ، الآن سأذهب للحصول على حصان جديد سأستعير أو أشتري واحداً |
| Tahta bir atın üzerinde ama uçtuğunu zannediyor. | Open Subtitles | إنّه على حصان خشبي, لكنّه يظن أنّه يطير. |
| Beyaz atın üzerinde bir görüntü var, her sabah 6 ile 8 arasında dolanan. | Open Subtitles | كان هناك طيف على حصان أبيض يعبر كل صباح بين الصلاة الأولى و الثالثة |
| Dalgalı sulara iniş yapmak vahşi bir ata binmeye benzer. | Open Subtitles | الهبوط على المياه بالموجات المتلاطمة يماثل الركوب على حصان بري |
| Beyaz bir atla uzaklara götürür. | Open Subtitles | ليهربوا بهن على حصان أبيض |
| Bu yüce ulusun vatandaşları liderlik istiyor, evet ama beyaz Ata binmiş emirlerine itaat edilmesini isteyen bir adamdan değil. | Open Subtitles | مواطني هذه الأمة العظيمة يريدون القيادة، أجل ولكن ليس رجلاً على حصان ابيض مطالباً بإطاعة أوامره .. |
| "Beyaz atının üstünde bahar geliyor." Sahne otuz dörde iki! | Open Subtitles | الربيع آتٍ على حصان أبيض! المشهد 34أ، اللقطة الثانية. |
| ...ve yeni bir at alabilmemiz için para kazanacak. | Open Subtitles | ولكي تعيننا على كسب ما يكفي من المال للحصول على حصان جديد |
| Eğer kendine başka bir at bulduysa, onu gün batımından önce yakalayamayacağız. | Open Subtitles | إإذا استطاع الحصول على حصان فإننا لن نستطيع اللحاق به قبل غروب الشمس |
| Küçük bir çocuk varmış ve 14 üncü yaş gününde bir at hediye edilmiş. | Open Subtitles | كان هناك ولد صغير، وفي عيد ميلاده الـ14 حصل على حصان |
| Sonra önünde, binicisi olan küçük bir at beliriyor. Bu durum yavaşlamasına sebep oluyor. | Open Subtitles | ثم راكب على حصان صغير ظهر أمامه و أرغمه على تخفيض سرعته |
| Bakmak için dışarı çıkıyor ve beni görkemli bir beyaz atın üzerinde en güzel takım elbiselerimle ona doğru gelirken görüyor. | Open Subtitles | بخارج شرفتها ستنظر الي الخارج ، و ستشاهدني بـ بدلة رائعة أركب أمام منزلها على حصان أبيض شامخ |
| Büyük siyah bir atın üzerinde yabancı bir prens. | Open Subtitles | أمير أجنبي على حصان أسود كبير |
| Boudreaux bu yoldan gitmiş, belki 10-15 dakika önce. Bir atın üzerinde. | Open Subtitles | لقد مر (بودرو) من هذا الطريق منذ 10 أو 15 دقيقه على حصان |
| Biliyor musun, bir keresinde yarışta sonuncu gelen bir ata $40,000 yatırmıştım, bu yüzden ben de onu satın aldım. | Open Subtitles | تعلم، ذات مره راهنت ب40,000 على حصان حلبالمركزالأخير،ثماشتريتالحصان. |
| Ata binebilir misin? bir ata bin. | Open Subtitles | هل تستطيع ركوب الاحصنه، اصعد على حصان يا فتى |
| bir ata oynadım ama o at yapması gereken şeyi yapmadı... tıpkı hayatımdaki her şey gibi. | Open Subtitles | راهنت مرة على حصان لكنه لم يؤدي مايفترض أن يفعله مثل كل شيء آخر في حياتي لدي سرطان بأعضائي التناسلية |
| Nallarına keçe sarılmış bir atla! | Open Subtitles | على حصان ينتعل حدوة من اللباد |
| Ata binmiş yakışıklı birini görüyorum. | Open Subtitles | أرى رجلا وسيما على حصان |
| "Beyaz atının üstünde bahar geldi 32 A ilk bölüm. | Open Subtitles | "الربيع يأتي على حصان أبيض" المشهد 32، اللقطة الاولى |
| Seni atın üstüne bindireceğiz ve kendi kılıcın olacak. | Open Subtitles | بالطبع، وسوف نجعلك تصعد على حصان وسَنَعطيك سيفكَ الخاص. |
| Ve eğer gerçekten bilmek istiyorsan, onu bir atın üstünde görebiliyorum, bunu net bir şekilde hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | ...و ان أردتِ أن تعرفي الحقيقة فيمكنني أن أراه و كأنه يركب على حصان بوضوح شديد , في الواقع |