Sadece bazen korkuyorum, eğer bunu yaparsam... gerçek beni görürsün, yani senden önceki beni. | Open Subtitles | أأني أخاف في بعض الأحيان اني اذا فعلت شيء كهذا سوف تريني على حقيقتي, الرجل الذي كنته قبل أن أعرفك. |
Moe, beni sevmek için benim gibi olacaksan, gerçek beni görmüyorsun demektir. | Open Subtitles | موه اذا اردت أن تكون مثلي لتحبني اذاً فأنتَ لا تراني على حقيقتي |
"Kimse gerçek yüzümü görmesin diye..." "...kapıları tamamen kapattığımı sanmıştım..." "...ama bu kadın içerisini görebiliyor." | Open Subtitles | "خلتُني أوصدتُ الباب على أيّ أحد ليراني على حقيقتي قط، ولكن هذه المرأة تراني" |
Sonunda gerçek yüzümü gören biri oldu. | Open Subtitles | "العينان اللّتان رأيتاني أخيراً على حقيقتي" |
Beni olduğum gibi görebilen tek insan sensin bence. | Open Subtitles | أعتقد أنك الشخص الوحيد الذي يراني على حقيقتي |
Beni ben olarak tanımanı istedim. Prens Jonathan olarak değil. | Open Subtitles | أردتكِ أنْ تعرفيني على حقيقتي لا بصفتي الأمير (جوناثان) |
Babam beni olduğum gibi gören tek kişiydi. | Open Subtitles | والدي كان الوحيد الذي كان يراني على حقيقتي |
Sen gerçekten kim olduğumu görüp dokunamayan biri dahasın o kadar. | Open Subtitles | لست سوى رجل آخر يعرفني على حقيقتي ولا يستطيع مواجهة ذلك |
Ama sen, gerçek beni yıllardır tanıyorsun. | Open Subtitles | ولكنك فقط من كنت معه على حقيقتي طوال هذه السنين |
Bunca zaman bir erkeğin gerçek beni görmesini bekliyordum ama artık görmesinden korkuyorum. | Open Subtitles | رجل ليراني على حقيقتي و الأن أنا خائفة من أنه سيرى |
Bunca zaman bir erkeğin gerçek beni görmesini bekliyordum ama artık görmesinden korkuyorum. | Open Subtitles | رجل ليراني على حقيقتي و الأن أنا خائفة من أنه سيرى |
Lumen gerçek yüzümü görmesine rağmen benden kaçmadı. | Open Subtitles | تراني (لومن) على حقيقتي{\pos(192,170)}، ولم تبتعد عنّي |
Geri dönsem bile sırf gerçek yüzümü göreceğin için eninde sonunda beni bırakırdın. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}حتّى لو عدت، ستتركينني في النهاية لأنّكِ تستطيعين رؤيتي على حقيقتي |
Ve bunlar... Bunlar dünyadaki tek arkadaşlarım. Çünkü beni gerçekten olduğum gibi seviyorlar. | Open Subtitles | وهؤلاء أصدقائي الوحيدين في العالم، لأنهم يشاهدوني على حقيقتي |
Umarım beni olduğum gibi yani... suyun yanında olduğum gibi kabul edebilirsin. | Open Subtitles | وأرجو أنْ تستطيع تقبّلي على حقيقتي أو حينما أكون بجوار الماء |
Beni ben olarak tanımanı istedim. Prens Jonathan olarak değil. | Open Subtitles | أردتكِ أنْ تعرفيني على حقيقتي لا بصفتي الأمير (جوناثان) |
Bana bir denek gibi bakmayan Beni ben olarak gören tek... insan oydu. | Open Subtitles | كان الشخص الوحيد الذي رآني على حقيقتي ، ليس كموضوعاً للبحث ... لكن (رآني كـ(ناتالي |
Beni gerçekten benim gibi gören tek kişi babamdı. | Open Subtitles | ابي هو الوحيد الذي كان يراني على حقيقتي |
Ve bana baktığında kim olduğumu görebilen biri olduğun hissine kapıldım. | Open Subtitles | ثم شعرت بأنك شخص يستطيع النظر إلي ويراني على حقيقتي |