| Tebrikler, az önce gerçekten çok iyi bir anlaşma yaptınız. | Open Subtitles | تهانينا و لقد حصلت على صفقة رائعة لسيارت الرفاهية الجديدة |
| Evet, sahiplerinden biri benim. Sana harika bir anlaşma ayarlarım. | Open Subtitles | نعم، أنا واحد من المدراء سأحصل على صفقة جيدة لك |
| DEA'yla konuşurum, seninle bir anlaşma yapmak için götümü yırtıyorum burada. | Open Subtitles | سأتحدث إلى النائب العام و سأحاول ان احصل لك على صفقة |
| Onlarla anlaşma yapıp, diğer tabloları alan adamın adını vermiş. | Open Subtitles | وحصل على صفقة وتخلى عن اسم الرجل الذي اشترهم منه |
| Benim için sandalyede indirim yaptığından beri düşünüyorum belki sigarayla ilgili küçük bir anlaşma yapabiliriz. | Open Subtitles | منذ كنت التفاوض مثل هذا سعر جيد بالنسبة لي على الكرسي، ربما أستطيع أن تتفاوض على صفقة القليل لك على التدخين. |
| Evet, bir de harika bir teklif aldım. Bir dolara otuz sent. | Open Subtitles | نعم وحصلت على صفقة رائعة نسبتي ستكون 30 بالمائة |
| Queens dışına gidiş biletini devlete ödetmek için anlaşma yapmaya çalışan bir serseri değildi. | Open Subtitles | هو لم يكن مجرما وحاول الحصول على صفقة وأخذ تذكرة للخروج من كوينز |
| Sizin yasalarımızı çiğneyerek daha iyi bir anlaşma yapmanız gibi bir açgözlülük. | Open Subtitles | ذلك النوع من الجشع الذي جعلكما تخالفا قوانينا لتحصلوا على صفقة أفضل |
| Ama bizim aramızda, daha iyi bir anlaşma yapabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | لكن بيني وبينك، أعتقد أننا نستطيع التفاهم على صفقة أفضل |
| Oldu Kral. bir anlaşma yaptınız. | Open Subtitles | حسناً أيها الملك، لقد حصلت على صفقة للتو |
| Büyük bir anlaşma yaptığımda arkadaşlarına hava atıyorsun, | Open Subtitles | انت دائما ما تحبين التباهي امام اصدقائك عندما احصل على صفقة عمل كبيرة |
| Kadınla adil bir anlaşma yapılır, yoksa senin peşine düşerim. | Open Subtitles | إما أن تحصل على صفقة عادلة وإلا فسآتي لمحاسبتك |
| Bana yardım edebilmenin tek yolu, bana bir anlaşma sağlaman. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي تستطيعين ان تساعديني فيها هي ان تحصلي لي على صفقة |
| Sadece anlaşma yapmakla kalmam seninkinden daha iyi bir anlaşma yaparım. | Open Subtitles | ليس فقط أن أستطيع أن أحصـل على صفقة أنا يمكن أن أحصـل على واحد ، ذلك أفضـل من الذي لك |
| Güzel bir anlaşma yaptın, büyük şehir kızı. | Open Subtitles | لقد حصلتِ لنفسكِ على صفقة يا فتاة المدينة الكبيرة |
| - Bize iyi bir anlaşma bağlamalıydın. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تحصل على صفقة جيدة لنا ، لقد كان هنالك فائضاً ما المفترض علي فعله بحق الجحيم ؟ |
| Hırsızlık ve izinsiz girme suçlamalarıyla ilgili bir anlaşma olmadan olmaz. | Open Subtitles | ليس حتّى أحصل على صفقة بشأن تهم السرقة و الكسر و الإقتحام |
| Salı günü Adalet Bakanlığı'yla bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقد تفاوض على صفقة منفردة مع العدالة يوم الثلاثاء |
| Tebrikler, az önce çok iyi bir anlaşma yapıp kendine çok lüks bir elma aldın. | Open Subtitles | حسنا , مبروك لقد حصلت على صفقة رائعة .. لتفاحة فاخرة جديدة |