Tamam, şu an için önemli olan şeye kanalize olabilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً, أيمكننا ان نركز على ما هو مهم الآن؟ |
Gerçekten önemli olan şeye odaklanalım: İşimize. | Open Subtitles | دعنا نركز على ما هو مهم حقا العمل |
Gerçekten önemli olan şeye odaklanalım: İşimize. | Open Subtitles | دعنا نركز على ما هو مهم حقا العمل |
Bu itibarla da durumu olduğu gibi görüp, anlamanı beklerdim. | Open Subtitles | أجل، لهذا توقعتك تريد رؤية الوضع وتفهمه على ما هو عليه |
Lanet olsun, bu hayat hiç bitmeyecek. Bak, biz babamı olduğu gibi kabul ettik. | Open Subtitles | اسمعي ، نحن جميعا نتقبل والدي على ما هو عليه |
Gerçekten önemli olan şeye odaklanabilir miyiz? | Open Subtitles | يمكننا فقط التركيز على ما هو مهم حقا؟ |
Önemli olan şeye odaklanırken beni hastasıyla ilgilenmeye gönderiyor... | Open Subtitles | يدعني اتعامل مع المرضى بينما يركز هو على ما هو اهم . . |
Burada önemli olan şeye odaklanabilir miyiz? | Open Subtitles | أم ، أيمكننا أن نركز على ما هو مهم هنا؟ |
Şimdi gerçekten önemli olan şeye yoğunlaşabiliriz: | Open Subtitles | نستطيع الأن التركيز على ما هو مُهم |
Çocuk için doğru olan şeye odaklanmalıyız. | Open Subtitles | بالتركيز على ما هو أفضل لطفلك |
Şimdi önemli olan şeye odaklanmalıyız. | Open Subtitles | دعنا نركز على ما هو مهم هنا |
Önemli olan şeye odaklanalım. | Open Subtitles | لنركز فقط على ما هو هام... |
Herkes herkesi olduğu gibi kabul etmeli. | Open Subtitles | كل شخص عليه ان يقبل الآخر على ما هو عليه. |
Herkes herkesi olduğu gibi kabul etmeli. | Open Subtitles | على كل شخص أن يتقبل الآخر على ما هو عليه |
Ama o her zaman şimdiki olduğu gibi değildi. | Open Subtitles | لكنّه لم يَكن دائمًا على ما هو عليَه الأن، أيضًا. |
Evi olduğu gibi satın alacağım ve Kate ve Haley burda kalabilir. | Open Subtitles | سوف أشتري البيت على ما هو عليه و(كاتي وهيلي) يمكنهما البقاء هنا |
Hayatımızı olduğu gibi seviyoruz biz. | Open Subtitles | نحب حياتنا فقط على ما هو عليه. |