| Küçük Yahudi berber onun yerini alıyor. | Open Subtitles | الحلاق اليهودىّ الصغير الذى يستولى على مكانه. |
| Bunların hepsi onun yerini almak için onu öldürebilirdi. | Open Subtitles | أي شخص هنا سيقتل للحصول على مكانه |
| Evet. Ben onun yerini doldurmayı falan denemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحاول الاستيلاء على مكانه |
| O senin. nerede olduğunu göstereceğim. | Open Subtitles | سيكون ملكك ، سأدلك على مكانه ويمكنك الاحتفاظ به |
| Gözlerini kapatacaksın, ben bunları eline koyacağım. nerede olduğunu hissedebilecek misin onu deneyeceğiz. | Open Subtitles | أغلقى عينيكِ، وسوف أضعهم فى يديكِ وسوف نرى إن كنت ستشعرين بشئ يدلكِ على مكانه |
| Vay, öyleyse, umalım da bize nerede olduğunu söylesin. | Open Subtitles | الأن، لنأمل أن تدلنا على مكانه |
| İlk olarak, nerede olduğunu söylersiniz diye umuyordum. | Open Subtitles | في البداية أرغب أن تطلعني على مكانه |
| Telefonum nerede olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تعلمين، هاتفي يطلعني على مكانه. |
| - nerede olduğunu bana gösterir misin? | Open Subtitles | ـ أتريدني أن أدلك على مكانه ؟ |
| nerede olduğunu söyle Clark. | Open Subtitles | أطلعنا على مكانه كلارك |