| Ölürken seyretmelisin onu, yalvarışını, altına edip... ölene kadar debelenişini ve canını kusuşunu görmelisin. | Open Subtitles | شاهده وهو يموت، شاهده وهو يتوسل شاهده وهو يتلوى ويلفظ روحه حتى يتغوط على نفسه ثم يموت |
| Oraya vardığında, adayı satın almaya karar verir ve kendisine Kont der. | Open Subtitles | وحينما يصل الى هناك يقرر شراء الجزيرة ويطلق على نفسه لقب كونت |
| Böylece, 1967 Nisan'ında, bir Cumartesi öğle sonrası... cihazı kendi üzerinde test etmeye karar verdi. | Open Subtitles | وفي ظهر سبت أحد الأيام ، في أبريل 1967 قرر أن يختبر التجربة على نفسه |
| Bu doktorlara bağlı ama onlara kendisi için hâlâ risk oluşturduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً، الأمر راجعٌ للأطباء، لكن سأخبرهم أنه لا يزال خطراً، على نفسه |
| Tipik bir kara delik, öyle ağır bir yıldızdır ki, kendi içine çökmüştür. | Open Subtitles | الثقب الأسود العادي هو نجم هائل جداً الى درجة أنه إنهار على نفسه |
| - Ondan sonra herkes kendi başına dedi. | Open Subtitles | قالت أن بعد هذا , كل واحد سيعتمد على نفسه |
| Bu REM oranında, radyasyon güçlenmeye devam edecek ve kendi kendini bitirene kadar atmosfere dağılacak. | Open Subtitles | بهذا المعدل، فالاشعاع سوف يستمر في التزايد حتى يتطاير في الهواء حتي يقضي اللب على نفسه |
| Peki, şey, yani, Amy'nin müvekkili yerin dibine girdi bile ama Amy her taşın altına bakmak istiyor... ve o taşlardan birisi sensin. | Open Subtitles | إن موكل إيمي مغلق على نفسه كثيراً و هي لا تقوم بقلب كل حجرة صغيرة و أنت أحد حجارتها |
| altına yaptığını en iyi gizleyecek giysiyi bulmak... ne kadar zordur, değil mi? | Open Subtitles | أليس من الصعب اختيار الزي المناسب بحيث لا تظهر آثار تبول المرء على نفسه |
| Silahını indir. Bırak Bay Sharp altına işemeden önce evine kaçsın. | Open Subtitles | ودع السيّد [شارب] يذهب إلى منزله قبل أن يبول على نفسه |
| kendisine ya da toplumdan birine karşı tehlikeli olması için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرى أن هناك سبب يدعونا لإعتباره خطرا على نفسه أو أى عضو من المجتمع |
| Bunu ya polise rapor edeceksiniz ya da onu kendisine veya baskasina zarar verme tehlikesi geçene kadar 48 saat boyunca gözetim altinda tutacaksiniz. | Open Subtitles | أما أنّ تبلّغ عنه الشرطة، أو تبقيه تحت الملاحظة 24 ساعة. للإستبيان مّا إنّ كان يمثّل خطورة على نفسه أو الآخرين. |
| Ancak gerçek şu ki, kendisi yolunu şaşırmıştır ve hem kendisine, hem de halka karşı tehlike arz etmektedir. | Open Subtitles | الحقيقة المجرّدة، أنه فقد رشده وهو خطر على نفسه وعلى المجتمع |
| Filizleri kendi üzerinde dolanarak bitkiyi desteğe doğru çekiyor. | Open Subtitles | يلتف ملولبها على نفسه . ساحبا النبتة نحو حاجتها |
| Peki silahı neden onları öldürürken ya da kendi üzerinde kullanmamış? | Open Subtitles | فلماذا لم يكن هو استخدامه؟ عليها ؟ على نفسه ؟ |
| Nasıl kendisi için hiç üzülmediğini... ve nasıl ben bir köpekten akıllıysam, kendim için üzülmemem gerektiğini. | Open Subtitles | كيف أنه ابدا لم يحسّ بالاسف على نفسه.. وكيف بجب علي ان اكون اذكى من كلب لأشعر بالاسف على نفسي |
| Başkalarına zorla kabul ettirdiği şeyleri kendisi için istemeyecek. | Open Subtitles | انه يفرض على الآخرين ما لا يفرض على نفسه |
| kendi içine çökmeden önce buradan gitmeliyiz. | Open Subtitles | علينا الخروج من هنا قبل أن ينطوي مرة أخرى على نفسه |
| Sanırım Hayalet Frank, hedefe kendi başına ulaşmış olabilir. | Open Subtitles | اعتقد بأن فرانك الشبح ربما قام بتجربة الامر على نفسه |
| Korkunun kendi kendini beslemesi garip. Obur bir kene gibi. | Open Subtitles | من المضحك أن الخوف يتغذى على نفسه مثل كيس الوسادة الممزْق ,مملوء بالدماء |
| Kadını vurup, sonra örtbas etmek için kendini vurmuş olabilir. Sadece kadını vurup da gidebilirdi. | Open Subtitles | ربما قتلها ثمّ أطلق النار على نفسه لتغطية الجريمة |
| O doktor ara sıra kendi üstünde denesin o zaman. | Open Subtitles | حسناً ، على ذلك الدكتور أن يجرّبه على نفسه في وقت ما |
| İkimiz artık aynıyız. | Open Subtitles | لي ولكم؟ نحن على نفسه الآن. |
| Geminin batacağını biliyorlardı. Herkes kendi için yaşar. | Open Subtitles | ، اعتقدوا أن السفيّنة ستغرق فأصبح كل رجل همُه على نفسه |
| Umutsuz bir durumda kapana kısıldığını düşündüğünde, tetiği çekmek, hap almak ya da kendini asmak tek çare gibi görünebilir. | Open Subtitles | عندما يشعر شخص ما بأنه محبوس في موقف ميئوس منه إطلاق النار على نفسه أو تناول الحبوب أو الشنق يبدو له أنه المخرج الوحيد |
| Doktorunun önerilerini dinlemiyordu. - kendi kendine etti. | Open Subtitles | تجاهل نصيحة الدكتور الخاص به لقد جلب هذا على نفسه |