Childress, bir tür sinirsel iletişim ağı üzerinde çalıştığını mı söylemişti? | Open Subtitles | كانت جلدريس تقول انها كانت تعمل على نوع من الشبكات العصبية |
Gevşetip açmak gerektiği için bir tür tırnaklı objektif bağlantısı var. | Open Subtitles | وأنه لا انفك، حتى انها حصلت على نوع من جبل حربة. |
Bu da bir anlamda bir tür kendini çoğaltma yöntemine sahip olduğumuzu gösteriyor. | TED | ويعني ذلك أنه يمكننا الحصول على نوع من التكرار الذاتي. |
Diğer herkes bir tür eğitim almıştı ama, tabii ki 10 ayda çok gelişme kaydettim. | Open Subtitles | كل الآخرين حصلوا على نوع من التدريب لكن، هاي لقد تقدمت كثيراً خلال 10 أشهر |
(Gülüşmeler) Biraz sonra göreceğiniz bir diğer parça oldukça karışık bir tür makina örneğidir. | TED | ضحك القطعة التالية التى ستظهر الأن هى مثال على نوع من الماكينة هى معقدة نوعا ما . |
Ölümü üzerimize salacak bir tür doğaüstü yıkım maddesi içeren o kutunun cadıların en büyük silahı olduğuna inanıyorum... | Open Subtitles | ... وانه يحتوي على نوع من ال القوى السحرية المدمرة والذي سيفتح عند أكتمال مراسم الطقس الاعظم |
- O hep bir tür diyetteydi. | Open Subtitles | -كانت دائماً على نوع من الحمية... |