| 108 defa yapmak zorundayım ve eğer iyi hissetmiyorsam tekrar yapmak zorundayım hiç daha iyi hissetmesem bile devam etmeliyim. | Open Subtitles | من المفترض علي فعلها 108 مره ومن ثم فعلها مجدداً إن لم اشعر بالتحسن رغم انني لا أشعر افضل على الإطلاق |
| Bu tiksinç bir iş. Neden yapmak zorundayım ki? | Open Subtitles | هذا مقزز جداً لماذا علي فعلها. |
| Aklımdan çıkmış, İngilizce yapmak zorundayım şimdi. | Open Subtitles | اه لقد نسيت يجب علي فعلها بالإنجليزية |
| Uzun süre önce yapmalıydım ancak cesaretim yoktu. | Open Subtitles | كان علي فعلها منذ وقت طويل، و لكن لم يكن لدي الشجاعة الكافية |
| Bunu yapmalıydım, biliyorsun... insan ziyafeti teklifim... | Open Subtitles | توجب علي فعلها تقديم وليمة التغذي بالبشر |
| Biliyorum yapma demiştin ama yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | أعرف أنك أخبرتني ألا أفعل لكنني كان علي فعلها |
| Hayır. yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | لا, كان علي فعلها في كل الأحوال |
| - yapmak zorundayım. | Open Subtitles | لا , علي فعلها. |
| Hayır, kendim yapmak zorundayım. | Open Subtitles | كلا علي فعلها بنفسي |
| - yapmak zorundayım. | Open Subtitles | - يجب علي فعلها. |
| - yapmak zorundayım, Mickey! | Open Subtitles | - ! يجب علي فعلها ,ميكي |
| Daha önce yapmalıydım. Hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | بالتأكيد أنا أستطيع، كان يجب علي فعلها بوقت سابق |
| Bunu daha önce yapmalıydım, | Open Subtitles | كان يجب علي فعلها مسبقاً |
| Ben yapmalıydım. | Open Subtitles | كان علي فعلها |
| yapmalıydım. | Open Subtitles | كان علي فعلها. |
| Başka şansım yoktu, yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار، وجب علي فعلها |
| -Bunu yapmak zorundaydım! -İstediğini biliyorum. | Open Subtitles | كان علي فعلها علمت أنك أردت ذلك- |
| Bunu yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | علي فعلها |