| George ya da Trimbell. Dean bir karar verdi mi? | Open Subtitles | ـ جورج أو تريمبل ـ هل اتخذ عميد الكلية قراره؟ |
| Dean Cooper'ın oğlunun babasının ölümünden bir saat sonra anlaşma peşinde... | Open Subtitles | أنت تقول أن ابنه عميد كوبر تم عقد صفقات فقط ساعة |
| Bir siyahi profesör ve bir siyahi Dekan yardımcısı vardı. | TED | كان هناك بروفيسور أسود ومساعد عميد من العرق الأسود أيضًا. |
| Dekan Caudwell, bu benim için konuşması zor bir konu. | Open Subtitles | عميد كودويل هذا شي صعب جدا بالنسبة لي للحديث بشأنه |
| - Bana ısınacağını biliyordum. Amiral Norrington, eşyalarım lütfen. | Open Subtitles | أعرف انك تنفعل من أجلي عميد نورينجتون، حوائجي من فضلك |
| Tezsler'i ziyaret eden beyaz belediye başkanı, "Sayın Tezsler, sizin bir çok beyaz işçiyi işe alacağınıza inanıyorum" demiş. | TED | عميد البيض زار السيد تسزلر وقال , "سيد تسزلر ,أنا واثق انك ستقوم توظيف الكثير من العمال البيض ." |
| Lux'ı her kim almışsa Dean Cooper'ın ölümünden kazançlı çıkmış demektir. | Open Subtitles | حسنا، كل من اشترى لوكس وقفت لكسب من الموت عميد كوبر. |
| Lux'ı her kim almışsa Dean Cooper'ın ölümünden kazançlı çıkmış demektir. | Open Subtitles | حسنا، كل من اشترى لوكس وقفت لكسب من الموت عميد كوبر. |
| Dean Dryer ile bir röportajın yok muydu? | Open Subtitles | حقاً ؟ بيتر، ألم يكن عندك مقابلة مع عميد دراير؟ |
| Dean Cooper'ın hayatından kötülükten başka bir şey çıkmaz. | Open Subtitles | لا يوجد نقص في الأفعال سيئة في الحياة عميد كوبر. |
| Fakat çizginin yüksek nüfuzlu bir Dekan ve bir pasta saldırısıyla kesildiğine şahit oldum. | TED | ولكنني رأيت للتو عملية تخطي لهذه الحدود ما بين عميد رفيع المستوى واعتداء باستخدام المعجنات. |
| Dekan olarak yayın organı üzerinde yetkiniz yok. | Open Subtitles | لا يمكنك القيام بذلك اقــرأ العــقد عميد الكلية لا يَستطيعُ التدخل في سياسة عمل رئيس التحرير |
| Dekan olarak yayın organı üzerinde yetkiniz yok. | Open Subtitles | لا يمكنك القيام بذلك اقــرأ العــقد عميد الكلية لا يَستطيعُ التدخل في سياسة عمل رئيس التحرير |
| Ta kendisi. Ama Dekan artık onu tanıyamaz. | Open Subtitles | لكنى أشك أن عميد الفنّ و العلوم سيتعرف عليه |
| Ama saptaman doğruydu Amiral. | Open Subtitles | حَسناً، كَانَ لديك فعلا اي شك , يا عميد. |
| İnanır mısınız bilmem, bir Amiral bile yolladılar. | Open Subtitles | حتى أنهم أرسلوا عميد عسكري، إذا إستطعت تصديق ذلك. |
| Ne zaman sınıf başkanı karanlık bir sokak köşesinde yüzüme dokunmaya başlasa... ve gözlerim hakkında konuşsa, bunun bir manası vardır. | Open Subtitles | عندما يلاطفني عميد الصف ويبدأ بملامسة وجهي في زاوية شارع مظلم |
| -Tebrikler Albay. -Aslında, artık bir generalim. | Open Subtitles | مبروك يا عميد في الواقع لقد أصبحت لواء الآن |
| Ona para ödeyen erkekler var, ister tezgahtar olsun, ister avukat isterse de büyük bir üniversitenin rektör yardımcısı. | Open Subtitles | الرجال الذين يدفعون للاستلاطة به، باعة أو محامين أو عميد لإحدى الجامعات الكُبرى. |
| Başardım. Ben iyi bir dekanım. | Open Subtitles | لقد فعلتها أنا عميد جيد |
| Biraz kafanı dağıtırsın. dekanını tanıyorum. | Open Subtitles | أمهلي عقلك بعض الراحة إنّي أعرف عميد كلّيتك |
| Bak, Omid! | Open Subtitles | عميد" أنظر هنا" |
| Dikkat Komodor, Denize düşme. | Open Subtitles | بحذر، يا عميد بحري حتى لا تسقط. |
| Edwina kimi seçecek? Gilly'i mi yoksa Uzay Amirali Rodcocker'ı mı? | Open Subtitles | من تختار "إدوينا"؟ "جيلي" أم عميد الفضاء "رودكوكر" ؟ |
| Dört Yıldızlı Amiral, Birleşik Devletler Filo Komutanlığında Komutan. | Open Subtitles | عميد بحري اربه نجمات قائد قائد قوات الاسطول الامريكي |
| Hukuk fakültesinin dekanıyla münazaraya girdin ve kazandın. | Open Subtitles | أنت تحديتي عميد المدرسة لقانون لنقاش، وفاز. |
| Muhteşem bir solo atan biri yerine Greendale Yedilisi ve gelmiş geçmiş en kötü dekana inanacaklarını mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أتظنون بأنهم سيصدقون كلمات 7 جريندييل و أسوأ عميد بالتاريخ و يكذبون الرجل الذي إنتهى للتو من عزف فردي مدهش ؟ |
| Kopya çekme, okulu asma, hırsızlık, dekanla ilişkisi olduğuna dair dedikodu bile çıktı. | Open Subtitles | الغش، التغيّب عن المدرسة، والسرقة، حتى شائعة أنّها على علاقة غراميّة مع عميد. |