| Tamam, birinin tırnağını yaparken şöyle diyeceksin; "iyi iş yaparım." | Open Subtitles | حسناً، عندما تقومين بتظفير أحد فانك تقولين أنا اعمل عملاً جيداً |
| Bu yaz, stajını yaparken sana ulaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتمكّن من الإتصال بكِ هذا الصيف عندما تقومين بتلك الزمالة التدريبيّة. |
| Bu yaz, stajını yaparken sana ulaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتمكّن من الإتصال بكِ هذا الصيف عندما تقومين بتلك الزمالة التدريبيّة. |
| Bak, biliyorsun işte ansızın çıkagelirsen böyle şeylerin olması çok normal. | Open Subtitles | حسنا , أنظر , انت تعلم هذه مايحدث عندما تقومين بالظهور فجأة |
| Bak, biliyorsun işte ansızın çıkagelirsen böyle şeylerin olması çok normal. | Open Subtitles | حسنا , أنظر , انت تعلم هذه مايحدث عندما تقومين بالظهور فجأة |
| Niçin bu okumaları yaparken bu kadar gergin oluyorsun? | Open Subtitles | لماذا يجبُ عليكِ أن تكوني حادة في الكلام عندما تقومين بهذه القراءات؟ |
| neyse, 'çünkü gerçekten bir bacak kırabilirdin, biliyorsun, en alttaki zayıf çocuklardan biri sen çift pasta yaparken düşürürse, ya da her neyse. | Open Subtitles | حسنٌ، لأنهيمكنأنتكسريرجلاً بالفعل، إذاً أسقطك أحد من أولئك الأطفال الضعيفين في الأسفل عندما تقومين بحركة الفطيرة |
| Ameliyat yaparken bütün dünyayı unutursunuz. | Open Subtitles | عندما تقومين بعملية يختفي باقي العالم |
| Bu işleri yaparken bana emirler yağdırmak hoşunuza gidiyor gibi. | Open Subtitles | آنسة (كاثكارت) عندما تقومين بهذه الأمور عليكِ أن تأخذي منّي الأوامر حيالها قليلاً |