| Bunu yaparken unutma, hikaye seninle ilgili ve olanları nasıl fark ettiğinle. | Open Subtitles | وخلال قيامك بذلك ، تذكر كل هذا الشيء هو عنك أنت وكيف تسيطر على الأحداث التي تجري |
| Bunu yaparken, unutma, hikaye seninle ilgili... ve olanları nasıl farkettiğinle. | Open Subtitles | وخلال قيامك بذلك ، تذكر كل هذا الشيء هو عنك أنت وكيف تسيطر على الأحداث التي تجري |
| Ama senin hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Kapalı bir kutusun. | Open Subtitles | لكني أعرف القليل جدا عنك أنت تبقيه كله مخفي |
| senin hakkında iyi şeyler duydum. Beni ona ulaşmak için mi kullanacaksın? | Open Subtitles | لقد سمعتهم يتحدثون عنك أنت تُريد أن تستغلني لتصل إليه ؟ |
| Artık konu tamamen Beyaz Saray ama bir noktada Senden de söz edebilir. | Open Subtitles | كل ما يتحدث عنه الآن هو البيت الأبيض ولكنه قد يتحدث عنك أنت |
| Senin torununun oğluyum ve onu Senden almamız gerekiyordu. | Open Subtitles | وقد إضطررنا أن نبعد هذا عنك أنت إبن حفيدي؟ |
| Herkes söyleyeceğini söyledi. Peki Ya sen? | Open Subtitles | حسناً، لقد انتهيا من قولهما ماذا عنك أنت ؟ |
| ama sizinle ilgili hiçbir detay burada görülmemektedir. | Open Subtitles | لكنه لا يتضمن تفصيلات عنك أنت |
| Tanrım, seninle ilgili şeyleri de unutmaya başlıyorum. | Open Subtitles | يا للهول، بدأت أنسى أشياء عنك أنت أيضاً الآن. |
| Ama bu gece benimle ilgili değil amigo. Bu gece seninle ilgili. | Open Subtitles | لكن الليلة ليست بشأني يا صديقي الليلة عنك أنت |
| - Bu seninle ilgili değil. | Open Subtitles | هذا ليس عنك أنت |
| Bu benimle ilgili değil. seninle ilgili. | Open Subtitles | هذا ليس عني بل عنك أنت |
| Şimdi gidersen, senin hakkında ne düşünecekler? Ve Jona hakkında? | Open Subtitles | إن رحلت الآن، ماذا سيقولون عنك أنت و (جونا أسوا)؟ |
| senin hakkında konuşmak istemiyorum. Beni anla. | Open Subtitles | لكن أنا لا أتحدث عنك أنت لا تعرفني |
| Bana senin hakkında da her şeyi anlattı. | Open Subtitles | فقد أخبرَتني كل شيء عنك أنت الآخر. |
| Bana ev işlerinde ne kadar becerikli olduğunu anlattığın için ona Senden bahsettim. | Open Subtitles | إعتبارا لكل تلك الكفاءات المنزلية التي أخبرتني بها أخبرتها عنك أنت |
| Bir toplantıda Senden bahsediyordum. Telefonun bende yok. | Open Subtitles | كنت أتكلم عنك أنت في الاجتماع لم أكن اعرف رقمك |
| Peki Ya sen? | Open Subtitles | أنت لست قويا جداً الآن أليس كذلك؟ ماذا عنك أنت ؟ |
| - Bir sürü şey. Peki Ya sen hayatım? | Open Subtitles | أوه، الكثير من الأشياء ولكن ماذا عنك أنت يا عزيزتى ؟ |
| Ben ne yapacağımı biliyorum, peki Ya sen? | Open Subtitles | أنا أعرف ما أريد أن أفعله ماذا عنك أنت ؟ |
| Ya da filmde sizinle ilgili bir şeyi hatırlamalılar. | Open Subtitles | ! أو يتذكروا شيئاً عنك أنت والفيلم |
| Bu benim hakkımda değil. sen ve artık çalışmadığın işin hakkında. | Open Subtitles | هذا ليس عني، بل عنك أنت ووظيفتك التي لم تعد تملكها |