| Oyun bahçesinde siz, arkadaşınız ve onun arkadaşı sarıldığınız zaman hakkında ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا عن الوقت الذي قمتم أنتم وصديقكم وصديقكم الآخر بشبك أيديكم في الحوش؟ |
| Çocukların kaçırıldığı zaman hakkında konuşacağım. | Open Subtitles | سأخبركم عن الوقت الذى كان يخطف الأطفال فيه |
| İspanya'yı baştan aşağı dolaştığım zaman hakkında hala hikâyeler anlatılır. | Open Subtitles | مازالت الحكايات تروى عن الوقت الذى سافرت فيه لاسبانيا |
| hadi bakalım. Bunun için müziğe ihtiyacım yok. Bir anın içinde zamandan bahsetmek. | TED | لا احتاج موسيقى لفعلها. الحديث عن الوقت في اللحظة |
| zamandan bahsederken, dördüncü boyutu kastediyorum. | Open Subtitles | انا عندما اتحدث عن الوقت اننى اشير إلى البعد الرابع |
| Eğer köpeğimi görürsen, saat kaç olursa olsun beni ara. | Open Subtitles | لو حدث أن رأيتِ كلبتي، بغض النظر عن الوقت, اتصلي |
| - Benimle kaybolduğu zaman hakkında hiç konuşmadı. | Open Subtitles | انه لم تحدث لي عن الوقت في عداد المفقودين. |
| O zaman neden nerede olduğunu bildiğimiz bir zaman hakkında konuşmuyoruz? | Open Subtitles | فى هذه الحالة , لم لا نتحدث عن الوقت متى عرفنا مكانك |
| Sana zaman hakkında bir şey söyleyeyim. | Open Subtitles | إسمحِ لي أن أخبرك شيئاً عن الوقت |
| "Aşkın zaman hakkında hiçbir şey bilmediğini öğrendim." | Open Subtitles | "أدركت أن الحب لا يعرف شيء عن الوقت" |
| Altaf, şimdi zamandan bahsedemeyiz. Konser başlamak üzere. | Open Subtitles | ألطاف ، نحن لن نتحدث عن الوقت الآن و الحفلة على وشك البدء |
| zamandan bahsetmişken arkamdaki saat dünyanın en değerli saatlerinden biridir. | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن الوقت الساعة التي خلفي.. تعد اغلي ساعة في العالم |
| Sana saat kaç diye sormadım. Saatin var mı dedim. | Open Subtitles | أنا لم أسألك عن الوقت سألتك ما إذا كان لديك ساعة |