| Daha 20'sinde, bu yüzden çok ciddi bir ilişki aramıyor ki bu da, şimdilik benim için mükemmel. | Open Subtitles | ما يعني أنها لا تبحث عن علاقة جدية وهذا يناسبني تماماً في الوقت الحالي | 
| Ciddi bir ilişki aramadığımı ima eder misin ona? | Open Subtitles | عندما تخرج، هلّا تذكرين أمامها أنني لا أبحث عن علاقة جدّية؟ | 
| Ama o adam erkek ilişkisi hakkında ne diyor? | Open Subtitles | ولكن ماذا قال عن علاقة الرجل مع الرجل؟ | 
| Oğlunuzun Chloe ile ilişkisi hakkında bize ne söyleyebilirisiniz? | Open Subtitles | ما الذي تستطيع أخبارنا به ( عن علاقة أبنك بـ( كلوي | 
| Ben ilişki arayan biri değilim çünkü ilişkilerde iyi değilim. | Open Subtitles | أنا لا أبحث عن علاقة لأنني في علاقة ما الآن | 
| - Dur şimdi, tek gecelik mi diyoruz yoksa bizimkini bir ilişkiye mi sokacağız? | Open Subtitles | -إنتظري، هل نتحدث عن علاقة ليلة واحدة أم ندخله في علاقة مستمرة؟ | 
| Video blogumla cinayetler arasında bir bağlantı olup olmadığını araştırıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يبحثون عن علاقة تربط بين مدونة فيديوهاتي وجرائم القتل | 
| Biliyor musun, çekip gitmen ilişkinize ya da ilişkisini yıprattı. | Open Subtitles | ،كما تعلمين لا يبتعد المرء عن علاقة كالتي حظيتما بها | 
| Sizin ile ilişkisi olduğuna dair yalan yanlış dedikodular çıkartacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد هددها بنشر شائعة كاذبة عن علاقة معك كابتن | 
| Ee bunun seninle ne sokup çıkartmışlığı var? | Open Subtitles | هذا هو الأمر، أليس كذلك؟ وماذا عن علاقة ذلك الأمر بِك؟ | 
| Söz veriyorum, gelecek sefere bir ilişki aramadığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | وأعدك في المرة المقبلة بتوديع الفتاة وبإخبارها أنك لا تبحث عن علاقة جدية | 
| Belki de harika bir ilişki aramaktan vazgeçip iyi bir taneyle yetinmeliyiz. | Open Subtitles | ربما علينا ألا نبحث عن علاقة عظيمة ونقبل بواحدة عادية | 
| ve benim savunmama gelirsek, Uzun süreli bir ilişki hakkında hiç bahsetmedik. | Open Subtitles | في دفاعي، فنحن لا نتحدث عن علاقة طويلة الأمد | 
| Senle değil, kendimle ilgili Yani şu an ciddi bir ilişki kuramayız Şu an kızı başından savıyor | Open Subtitles | انه ليس انت, انه انا, بالحقيقه لا ابحث عن علاقة جديه الان | 
| Bir mahsuru yoksa. Will Gardner ile Yargıç Baxter'in ilişkisi hakkında ne biliyorsun? Aralarının açıldığını. | Open Subtitles | ان تكرمتي (هل تعلمين اي شيء عن علاقة (ويل غاردنر) والقاضي (باكستر لقد اختلفا | 
| Angela'nın James St. Patrick ile olan ilişkisi hakkında ne kadar biliyorsunuz? | Open Subtitles | كم تعرفان عن علاقة (آنجيلا) بـ(جيمس سانت باتريك)؟ | 
| Conrad'ın babamla ilişkisi hakkında bildiğin var mı? | Open Subtitles | مالذي تعرفه عن علاقة (كونراد) بأبي ؟ | 
| Aynı benim gibi biriyle ilişki yaşamak istediğini söyledi. | Open Subtitles | قالت انها تبحث عن علاقة مع شخص يشبهني بالضبط | 
| - Dur şimdi, tek gecelik mi diyoruz yoksa bizimkini bir ilişkiye mi sokacağız? | Open Subtitles | -إنتظري، هل نتحدث عن علاقة ليلة واحدة أم ندخله في علاقة مستمرة؟ | 
| Ciddi bir ilişkiye hazır değilim. Tamamdır. | Open Subtitles | لا ابحث عن علاقة جدية | 
| Taklitçi ile Matador arasında bir bağlantı kurmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت تبحث عن علاقة تربط بين المقلد والسفاح | 
| Doyle Energy'yle Cytron arasında bir bağlantı aramaya devam ederse... | Open Subtitles | وإن استمر بالبحث عن علاقة بين دويل للطاقة وسايترون... | 
| Bu FBI'ın denetimci/muhbir ilişkisini ana konu yaptığı ilk konferans. | Open Subtitles | هذه اول مرة يقوم مكتب التحقيقات بالحديث عن علاقة "المسؤول و المخبر الخاص" في هذا المؤتمر | 
| Önceden de iki zanlının ilişkisi olduğuna dair dedikodular vardı, fakat şimdi isimsiz bir kaynak Bay O'Reilly'nin bekaret yemini ettiği için ilişkiyi bayan Sutter'ın başlattığını iddia ediyor | Open Subtitles | كانت هناك إشاعات عن علاقة بين المُتهمين من قبل لكن الآن هناك مصدر مجهول يزعُم ان الآنسة (سوتر ) هي | 
| Ee bunun seninle ne sokup çıkartmışlığı var? | Open Subtitles | وماذا عن علاقة ذلك الأمر بِك؟ |