| Anlıyorum. Çok yardımcı oldunuz, bayan. Çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | فهمت ,لقد كنت خير عون لى يا سيدتى, شكرا جزيلا |
| Koca oğlana yemek bulmakta çok yardımcı oldu. | Open Subtitles | لقد كان ذو عون في الحصول .على علف من أجل الضخم |
| O yardımcı oldu! İşe yarıyordu! | Open Subtitles | والتي كانت بمثابة يد عون فقد نفعت نصائحها |
| Yönetmen Mars'tan gelmiş bir ahmak ve her türlü yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | لدي مخرج من المريخ لا يفقه شيئا يخرج هذه المسرحية واحتاج إلى كل عون باستطاعتي الحصول عليه |
| yardımı dokunabilir diye birkaç fotoğrafını çektim. | Open Subtitles | إلتقطت بعض الصور له تعلم لربما تكون ذا عون |
| Bir daha çiftliğimle benim arama girecek olanın Tanrı yardımcısı olsun. | Open Subtitles | سنطلق مسرعين, وليكن اللة في عون من يعترض طريقي إلي مزرعتي |
| Tanrı, seni gerçekten sevecek adama Yardım etsin. | Open Subtitles | فلتكن السماء في عون الرجل الذي بحبك حقاً |
| İzin verirseniz, İmparator, senato bu konuda size yardımcı olsun. | Open Subtitles | أرجو أن تسمح لي أيها الامبراطور بتقديم عون مجلس الشيوخ في هذا الصدد |
| Daha iyi edecekse ben de çok yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | لو كان يجعل كل شيء أفضل بإمكاني أن أكون ذا عون كبير بالنسبة لكما |
| Sadık bir aşığınızın daimi desteğini hissetmenin size yardımcı olacağını düşünürseniz evlilik için elimi size uzatmama izin vermekle beni çok onurlandırırsınız... | Open Subtitles | لو كنتِ تشعرين بأن المساندة الدائمة ... من مُحب مُخلص ... ستكـون بمثابة عون لكِ ... سأكون في غاية الشرف إذا أذنتِ لي |
| İtişip kakışmayı sürdürün siz. Çok yardımcı oluyor. | Open Subtitles | استمروا في التدافع، هذا عون حقيقي |
| Baba, sen ve annem bana çok yardımcı oldunuz... | Open Subtitles | أبي، أنت و أمي كنتم عون كبير لي |
| Baş Müfettiş, King's Abbott istasyon şefi yardımcı olabildi mi? | Open Subtitles | أخبرني يا سيدي المفتش هل كان مدير محطة كينجز آبوت" عون لنا ؟" |
| Çok yardımcı oldun. Teşekkür ederiz. | Open Subtitles | حسناً، لقد كنت خير عون شكراً لك |
| yardıma ihtiyacım olursa, kendime başkasını bulurum. | Open Subtitles | إن احتجت يد عون فسأجد من يملك يداً إضافيّة |
| yardıma ihtiyacımız yok demiyorum, sadece onunkine ihtiyacımızı yok diyorum. | Open Subtitles | لا أقولُ أنّنا لا نحتاجُ إلى عون... إنّما ليس عونه. |
| Hani yardıma filan ihtiyacın olursa diyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | نقول ، مثلاً ، إذا ما كنت بحاجة إلى أي عون ، أليس كذلك |
| Sanırım beni fark etti. Flash'ın yardımı işime yarayabilir. | Open Subtitles | أظنني التقيته للتو أستطيع الاستفادة من عون البــرق |
| Strigoilere rastlarsanız yardımı dokunur. | Open Subtitles | خُذِّ الجهاز , سيكون ذو عون إذا لاقاكِ ببعض الستريغوي |
| Ve bunları o basın görevlisine sızdıran kişinin Tanrı yardımcısı olsun. | Open Subtitles | وليكن الله في عون ذلك الشخص الذي يسرّب الأخبار إلى الصحافة |
| Gece dışarı bırakıldığında, hırsızın tanrı yardımcısı olsun,onu dişleriyle parçalar. | Open Subtitles | فهو يتركه حرا فى الليل, وكان الله فى عون اى متسلل يضع عليه انيابه. |
| Ama sen büyük Yardım olacaksın. | Open Subtitles | ـ ولكني أعتقد أنكِ ستكونين ذات عون كبير. |
| Eve dönüş yolculuğu hazırlıklarınızda size bir yardımım olabilirse... | Open Subtitles | حسنا، إن كا بمقدوري أن أقدم لكم أي عون في تحضيركم لرحلة الإياب |
| Bize çok yardımın dokunuyor. Sen doğuştan bir öndersin. | Open Subtitles | أجل فأنت عون كبير لنا و أنت قائد بالفطرة |