| Bir göz nakli sadece kornea naklidir, tüm gözün değil. | Open Subtitles | زرع عينِ فقط القرنية؛ هي لَيستْ العينَ الكاملةَ. |
| Neden küçük bir göz bandı örüyorum sandın? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أنني أحيك رقعة عينِ صَغيرةِ؟ |
| Grip bir bayan ve göz nezlesi bir çocuk var. | Open Subtitles | لديَّ سيّدة مصابةٌ بنزلةِ برد وطفلٌ ذو عينِ متورّمة |
| Tenekenin üstünde 200 göz var, çantada da cihazımız. | Open Subtitles | حَصلنَا على 200 عينِ على الذي يُمْكِنُ أَنْ وa كلب طيرِ في الحقيبةِ. |
| Saçlarım göz şeklinde dökülüyor dedim. | Open Subtitles | بأنّ شَعري سَقطَ في شكلِ عينِ - |
| Kötü insanların bi- bir büyük yarası... ya da göz bandı olmalı ki onları tanıyabilesin. | Open Subtitles | الناس السيئون يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَهُمْ ندبة a a الكبيرة... أَو رقعة عينِ لذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعْرفَهم. |
| göz açıp kapayana dek geçti. | Open Subtitles | سيختفي في ومضة عينِ. |
| Jerry Shaw, Rachel Holloman, Kartal göz'e hoş geldiniz. | Open Subtitles | (جيري شو)، (راشيل هالومان) مرحباً بكم في عينِ النِسْرِ |