| Böyle bir şey diyorsa mutlaka gizli bir anlamı vardır. | Open Subtitles | هو لا يَقُولَ شيءَ مثل هذا مالم عَنى للقَول شيء آخر. |
| Belli ki bir zamanlar o adamın senin için bir anlamı varmış. | Open Subtitles | بشكل واضح كان هناك a وقت عندما ذلك الرجلِ عَنى شيءاً إليك. |
| O zamanlar bu isin bir anlamı vardı. | Open Subtitles | هو كَانَ عملاً الذي عَنى شيءاً ثمّ. |
| Çünkü bazı şeylerin anlamı vardı. | Open Subtitles | فكّرتُه في الحقيقة عَنى شيءاً. |
| Başka bir anlamı olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّ عَنى شيء آخر. |