| California'da kıyıya doğru inişte sekoya Ormanı 40 kat yüksekliğe kadar büyüyor. | TED | وهنا على الساحل في كاليفورنيا، غابة الخشب الأحمر تنمو بارتفاع 40 طابقاً. |
| Ponpoko'nun 32. yılının yazında, Takaga Ormanı'ndan Gonta sorumluluğunda, on genç rakun dönüştü ve insanlara karşı sürpriz bir saldırı başlattı. | Open Subtitles | بصيف ذلك العام مع قيادة جونتا من غابة تكاجا عشرة من الراكون المتحولن قد عزموا ان يقوموا بهجوم مفاجئ على البشر |
| Yabanda, maymun bağırsağında yaşayan canlı bir tropik orman hayal edin. | TED | في البرية، تصوروا غابة استوائية خصبة تعيش في أمعاء هذه القردة. |
| Şöyle düşünebiliriz; yanan yama bölmeler, diğer kısımların orman olarak kalmasına yardım ediyordu. | TED | فكروا بالموضوع بهذه الطريقة ساعدت الرقع المحترقة بقية الغابة في أن تصبح غابة |
| Vankomisini 1953'te Borneo'da ormanda bir çamurlu su birikintisinin içinde bulduk. | TED | وجدنا الفانكومايسين في بركة الطين في غابة في بورنيو عام 1953. |
| Bir şey okuyacağında bir Ormanı yok etmek zorunda mısın? | Open Subtitles | هل عليكِ قتل غابة في كل مرة تقرأين فيها شيئاً؟ |
| Troezen Ormanı'ndan geçerek tüm yolu sorunu sormak için geldin. | Open Subtitles | أتيت كل هذه المسافة من غابة التروزين لتسأل هذا السؤال |
| Bunlar, slayt gösterisinin başında göreceğiniz Great Bear Yağmur Ormanı'nda yaşayan küçük bir ayıya ait dört görüntü sadece. | TED | والصور التي سوف ترونها في بداية العرض . . الاربع صور الاولى هي لدب صغير يعيش في غابة الدببة الكبرى |
| Böyle bir Ormanı yaratmak veya büyütmek için iki temel yaklaşım var. | TED | يوجد طريقتان أساسيتان لإنماء أو بناء مثل هكذا غابة. |
| Portekizliler, yaklaşık 500 yıl önce Latin Amerika’ya vardıklarında büyüleyici bu tropikal Ormanı buldular. | TED | عندما وصل البرتغاليون الى امريكا اللاتينية قبل 500 عام, عثروا بوضوح على غابة استوائية رائعة. |
| Söyle bana, yasak bölgenin ötesinde başka bir orman var mı? | Open Subtitles | قل لي ، إن كانت هناك غابة أخرى خلف المنطقة المحظورة |
| Her gün bana şehir sıçanı yerine orman sıçanı getir. | Open Subtitles | وارجوك اعطني غابة من الفئران في المدينة في اي يوم |
| Hatta devasa bir orman yangını var. Haberleri bir aç bence. | Open Subtitles | في الحقيقة هناك حريق غابة مَهُول يا صاح عليك مشاهدة الأخبار |
| Kralın şatosunun yakınlarında büyük ve karanlık bir orman varmış. | Open Subtitles | وعلى مقربة من قلعة الملك، كانت هناك غابة مظلمة وشاسعة |
| Karanlık ağaçlık bir yol veya... ...orman yolunda, bir yüz veya bir varlık mı diye... ...birçok şeyi ayırt etmeye çalışırız. | TED | فعندما ننظر إلى ممر مظلم أو طريق في غابة نحاول ملاحظة وجه أو مخلوق |
| Balta girmemiş bir ormanda, Allah'ın belası bir yılan gibi ölmeme izin verme | Open Subtitles | خذنى إلى الملكات واقتلنى. لا تتركنى أموت فى غابة مثل حيّة ٍ لعينةٍ. |
| İlk hatırladığım şey, ormanda uyandığım... kim olduğu veya neler olduğu hakkında hiç bir fikri olmayan yeni doğmuş bir bebek gibi. | Open Subtitles | أول ذكرى لي كانت أني استيقظت في غابة مثل طفلٍ حديث الولادة ، لم يكن لدي فكرة من أكون أو مالذي يجري |
| Üç kişi Kral'ın ormanında değişik, kanatlı bir yaratıkla karşılaşmışlar. | Open Subtitles | ثلاثة رجال حاربوا مخلوق غريب مجنح موجود في غابة الملك |
| Çocukları 8000 mil ötedeki ormana yollamanıza rağmen bir de? | Open Subtitles | رغم إرسالك الأولاد على بعد 8000 ميلاً داخل غابة ما؟ |
| Şu anda Vancouver'da 33 kat yüksekliğe kadar büyüyen bir ormanın yakınında yaşıyorum. | TED | أعيش الآن في فانكوفر، قريباً من غابة تنمو بارتفاع 33 طابقاً. |
| Yasa dışı ağaç kesme ve ormanları yok etme hâlen büyük ölçüde yaygın durumda veyahut gurur duyabileceğimiz harika ve bilinçli ormanlara sahip olabiliriz. | TED | لديك قطع أشجار غير قانوني ولا تزال إزالة الغابات تحدث بمستوى كبير جداً، أو يمكنك الحصول على غابة مذهلة ومسؤولة يمكننا أن نفتخر بها. |
| Ben Buzz Blister ve ortağım Biff, Amazon ormanının kalbindeyiz. | Open Subtitles | بز بلستر هنا في قلب غابة الأمازون مع شريكي بف |
| Doğal bir ormandan en son geriye kalanları bulabilmek için bir ulusal parkı inceliyoruz. | TED | نستعرض حديقة وطنية لنجد آخر بقايا غابة طبيعية. |
| Asker olarak öldü, bir sonrakinin ardında, onlar dev ağaçlar ormanına yöneldiler. | Open Subtitles | بموت الجُنود واحدًا تلو الآخر، هُم توّجهوا نحو غابة ،ذات أشجار ضخمة |
| Mektup, Blood Wood'un doğusundaki bir tavernada bulunan köyde tutuluyor. | Open Subtitles | الرسالة محفوظة في قريه في حانة تقع قرب غابة الدم |
| Tabelada "Forest Green Kampı" yazdığını ve bu tarafı gösteren bir ok olduğunu kabul ediyor musun? | Open Subtitles | انتظرى لحظة، أنتِ التى قررتى المعسكر فى غابة خضراء مع سهم يشير لذلك |
| Yağmur ormanlarının son gizemlerinden biri. | Open Subtitles | من الألغاز الأخيرة غابة الأمطار الإستوائية |
| Lucy dolabın içinde ormanlık bir yer bulduğunu sanıyor. - Sürekli ordan bahsediyor. | Open Subtitles | ـ تعتقد "لوسي" انه هناك غابة بالداخل ـ وهى لا تكف عن هذا |
| Amazonlar büyük bir ormandır ve çoğunluğu Brezilya'dadır ama hepsi o kadar değil. | TED | الأمازون غابة كبيرة وجزء كبير منها يقع في البرازيل ولكن ليست بالكامل. |