| Müşterileriden bir tanesinin daha klüpten çok pahalı baldan almasını anlarız. | Open Subtitles | نفهم أن أحد زبائنك الأخرين اشتروا عسل غالي الثمن من ملهى |
| Bu pahalı bir şey, uğraşmasan iyi olur, tamam mı? | Open Subtitles | هذا غالي الثمن و ليس شيئاً للعبث به , حسناً؟ |
| Yaşadığım şey, kendime aldığım çok pahalı bir çift ayakkabıydı. | TED | وما حصل لي هو انني شريت، ما كان بالنسبة لي، حذاء غالي الثمن. |
| Monte edilmeleri pahalı, ama edilmemeleri daha pahalı. Bunlara bakmamız lazım. | TED | إن تركيبها غالي الثمن , ولكن عدم تركيبها أغلى.اذًا, يجب أن ننظر لهذا. |
| Seçimlerde adaylık yarışı pahalıdır ve insanın kendi parasıyla bunu yaptığı duyulmamış birşeydir. | Open Subtitles | الترشح للمناصب الحكومية غالي الثمن , إلا إذا فزت وليس هناك من يفعل ذلك بأمواله الخاصة |
| Hatırlıyorum da üniversitede hep pahalı purolar içerdin. | Open Subtitles | أذكر في الجامعة كنت تدخن دوماّ سيجار غالي الثمن |
| Burası çok pahalı parayı nereden bulacağız? | Open Subtitles | المكان هنا غالي الثمن من أين سنأتي بالمال ؟ |
| pahalı ipekler içinde hayvanları yönlendiren küçük, zayıf insanlar. Bana Maris'i hatırlatıyorlar. | Open Subtitles | ذو الحجم الصغير و يرتدون اللباس الحريري غالي الثمن , يقودون الخيول .. |
| Bizim evi 20 liraya almıştım da pahalı almışsın demişlerdi. | Open Subtitles | حين دفعت عشرين ليرة لشراء منزلنا الجميع قال أنه غالي الثمن كان هذا عام 1919 |
| Elektrik Mühendisliği bilminin basit bir başarısından ibaret. Yalnızca pahalı. | Open Subtitles | انه مجرد عمل هندسي كهربي هو فقط غالي الثمن |
| Çok pahalı bir şey olmalı ya da bana göre çok pahalı. | Open Subtitles | .. مما يعني هذا انه كان غالي الثمن او ان لدي الكثير منه |
| Düşündüğünden kötü bir durum, pahalı bir mühürdü çünkü ve onu aramayı planlıyordum. | Open Subtitles | يبدو أسوأ مما هو عليه ، ولكنه طابع بريد غالي الثمن ، وقد خططتُ للبحث عنه |
| pahalı olmasa bile pahalıymış gibi giy bunu. | Open Subtitles | حتى إن لم يكن غالياً، فلترتديه و فكري في أنه غالي الثمن. |
| Benim gücümün yetmeyeceği kadar pahalı bir nişan yüzüğünü hak eden harika bir kadına aşık oldum. | Open Subtitles | وقعت بغرام إمراءة حسناء والتي تستحق خاتم خطبة غالي الثمن والذي لم أكن قادراً على ثمنه |
| Eşim de pahalı kalem alırsam gözüm gibi bakacağımı düşündü. | Open Subtitles | ظنّت بأنني سأعتني بالقلم جيّداً إن كان غالي الثمن. |
| Biliyorum pahalı ama her ay biraz ödeyebiliriz. | Open Subtitles | أعلم بأنه غالي الثمن ولكن بإمكاننا ..دفع القليل كل شهر |
| Hiç komik değil. O bilgisayar çok pahalı ve ben sizin gibi şımarık zenginler değilim. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً, ذلك الحاسوب غالي الثمن وليس لدي المال الكافي لأنفقه |
| Verandanıza atılmış pahalı bir şey istiyorsanız ve çalıntıysa, ABD Posta Servisi işinizi görecektir. | Open Subtitles | عندما تريد شيء غالي الثمن يرما برواق منزلك, ويسرق, أنت تريد يو اس لخدمة البريد. |
| O bunu bir kartonla yapıyor. Ama burada çok pahalı bir bilgisayar var, ve ben sadece şu küçük düğmeyi çeviriyorum ve .... | TED | هي تفعل ذلك بالورق المقوى، ولكن بما أنني أملك حاسوبًا غالي الثمن هنا، سأقوم فقط بلف هذا الصغير و... |
| - Neyi, pahalı tekneler almayı mı? | Open Subtitles | ماذا تعنين ؟ شراء قارب غالي الثمن ؟ |
| Pantolonumu istiyorum. pahalıdır. | Open Subtitles | أود أسترجاع البنطال أنه غالي الثمن |