| Malzeme bilimcileri, beton karışımına gizli yapıştırıcı ekleyerek bundan iki kat büyüklükteki çatlakları nasıl iyileştirebileceklerini buldular. | TED | علماء المادة اكتشفوا طريقة لعلاج التشققات بضعف ذلك الحجم عن طريق إضافة غراء مخفي داخل مزيج الخرسانة. |
| Whoa, whoa, whoa. Derin dondurucuya ve Televizyonun üstüne süper yapıştırıcı mı sürdün? | Open Subtitles | وضعـتَ على مقبض الثلاجـة و زر التلفـاز غراء شديد المفعـول ؟ |
| Böyle tepki vereceğini biliyordum o yüzden gece uyurken yüzüğüne yapıştırıcı sürdüm. | Open Subtitles | اعتقد انه كهكذا رد, لقد وضعت غراء بخاتمك. |
| Bearnez soslu fileminyonların tutkal içindeki köpek pisliği gibi görünüyor. | Open Subtitles | إن الفيليه بالصلصة عندما تُقدمها، تبدو كغائط كلبٍ في غراء |
| Ve bu gerçekten üzerinde uğraşmak zorunda olduğumuz bir şeydi: kitabın omurgasında tutkal vardı. | TED | وهذا أحد الأشياء التي كان علينا التعامل معها: كان هناك غراء على ظهر الكتاب. |
| Keşfettiğim başka bir şey de eğer ucuz mobilya alacaksanız Japon yapıştırıcısı depolasanız iyi edersiniz. | Open Subtitles | اكتشفتُ أمراً آخر إن اشتريت أثاثاً عتيقاً، "فلابد من حيازتك للـ"غراء السحري |
| Ahşap yapıştırıcısını alınca beni aramanı söylemiştim. | Open Subtitles | طلبت منك أن تتصل بي بعد أن تجلب غراء الخشب. |
| Bunun içinde süper yapıştırıcı ve sıcaklıkla etkisini gösteren polimer var. | Open Subtitles | غراء من النوع القوي جداً و مفعل حراري للمركب بوليمر الكيميائي لوضعها |
| Gözlerinde kum ve yapıştırıcı var ve babanın boğazı kesilmiş. | Open Subtitles | غراء و رمل داخل أعين الأم و الأب ولقد شُق حلق الأب |
| İki yıl önce daha kuvvetli bir yapıştırıcı kullanılması için uğraştım. | Open Subtitles | وقد عملت على حملة كبيرة عن غراء أقوى قبل سنتين. |
| yapıştırıcı, iğne ve iplik bulun. | Open Subtitles | إبحثو عن غراء و إبره وخيط, أي شيء |
| - Bu süper Güçlü yapıştırıcı, ve bu gün bununla biraz eğleneceğiz. | Open Subtitles | - وهذا هو غراء سوبر العزيز ، ونحن الحكومة الإسرائيلية ? ز أن يكون قليلا من المرح معها اليوم. |
| Beyin anevrizması için kullanılan yapıştırıcı mı? | Open Subtitles | انتظري، غراء أمهات الدم الدماغية؟ |
| Bir noktadan sonra, atı tutkal fabrikasına yollamak gerekir, Ken. | Open Subtitles | في نقطة ما، يجبُ أن تحوّل الحصان إلى غراء |
| - Sonra o müthiş saatin arkasını açtım ve gördüm ki, katil mekanizmayı durdurmak için içine tutkal dökmüş. | Open Subtitles | لذا فتحت هذه الساعة ...القديمة الفخمة من الخلف والقاتل كان قد وضع بها غراء لمنعها من الحركة |
| tutkal atan bir bomba fırlatıcı. | Open Subtitles | إنها قاذفة قنابل التي تطلق رغوة غراء |
| Ve bu tutkal şeffaf marangoz tutkalı. | TED | وهذا اللّصق هو غراء حيوانيّ. |
| Kathy Lyford'un kiloduna erkek arkadaşın "Erin Brockovich" ile seviştiği sırada japon yapıştırıcısı sürdün. | Open Subtitles | ووضعتى غراء فى ملابس (كايثى ليفورد) الداخلية للخروج مع صديقة (إيرين) |
| Ne yapıştırıcısı, Gopal? | Open Subtitles | اي غراء ، جوبال؟ |
| Üst raftan tahta yapıştırıcısını verir misin? | Open Subtitles | أيُمكنك إعطائي غراء الخشب على الرف العُلوي؟ |
| Klavyeme zamk sürmüşsün! | Open Subtitles | وضعت غراء لاصق على لوحة مفاتيحي. |