| Aynı ismi kullanarak kredi kartını kullanmış dün bir otel odası ayarlamış. | Open Subtitles | ثمّ إستخدمت بطاقة إئتمان تحت نفس الاسم البارحة لحجز غرفة في فندق |
| Her gittiğimiz şehirde bir otel odası ya da daire tutar. | Open Subtitles | اين تظنين انه سيكون؟ انه يحجز غرفة في فندق او شقة |
| Russellfield'da, bir otel odası tuttum ve kendimi tecrit etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حجزت غرفة في فندق في روسيلفيلد وحاولت عزل نفسي |
| Bir dizinin üstüne çöktü, adamın iyi olduğundan emin oldu ve duydum ki Fairmont'ta bir oda bile verdi, Pan Pacific'de. | TED | أنه انحنى على ركبة واحدة، وتأكد من أن الرجل بخير، وسمعتُ أنه قدّم له غرفة في فندق فايرمونت، الغرفة الفخمة. |
| Eğer gideceksen, çocuğunu da yanında götür. Lütfen Charlie, çok güzel bir otel odasını rezerve ettim. | Open Subtitles | من فضلك ، (تشارلي) حجزت غرفة في فندق جميل |
| Seni bir şeyle suçlamıyorum ama bir karı koca hafta sonu romantik bir otele gidip ayrı ayrı vakit geçirirse akla, evliliklerinde sorun olduğu gelir. | Open Subtitles | لا أتهمك بشيء ولكن رجل و زوجته يحصلون على غرفة في فندق من أجل عطلة أسبوع رومانسية ثم يقضيان الأسبوع بالكامل مفترقين |
| bir otele kayıt yaptırmak için kredi kartınızı kullanmaya çalışırken bulunmuş. | Open Subtitles | حاولت استخدام بطاقتكما الإئتمانية لحجز غرفة في فندق |
| 600 mil uzakta Melbourne'de hayata gözlerini yumduğunda ben Sydney'deki bir otel odasında duş alıyordum. | TED | كنت استحم في غرفة في فندق في سيدني في الوقت الذي ماتت فيه على بعد 600 ميل في ميلبورن. |
| Öncelikle,onlar için bir otel odası ayarlamam gerek. | Open Subtitles | حسناً, أولاً أريد أن أحجز لهما غرفة في فندق |
| Luc bana nekadar meşgul olduğunu söyledi ben de gidip bir otel odası kiraladım. | Open Subtitles | أخبرني لوك عن مدى انشغاله لذلك قمت بحجز غرفة في فندق هذا رائع ، اخرجي الآن |
| Gecesi 300$ olanı mı? Lüks bir otel odası olabilir. | Open Subtitles | آه , 300 يعني في الليله الواحده غرفة في فندق , صحيح |
| Tabii ben öyle azgın ergenler gibi, otel odası tutacak kadar paraya hiç sahip olamadım. | Open Subtitles | بالطبع ، لم يكن لدي المال الكافي مثل ثنائي من المراهقين ، لتحمل تكلفة غرفة في فندق |
| Eğer öyle olacaksa bir otel odası ya da bir tekne tutmam gerekecek. | Open Subtitles | و بتلك الحالة، عليّ استئجار غرفة في فندق أو ربّما قارب. |
| Hadi ama. otel odası konusunda bana iyi bir haber ver lütfen. | Open Subtitles | هيّا، نبّئني بخبر طيّب عن حجز غرفة في فندق أرجوك |
| Hadi ama. otel odası konusunda bana iyi bir haber ver lütfen. | Open Subtitles | هيّا، نبّئني بخبر طيّب عن حجز غرفة في فندق أرجوك |
| Bir dahaki tatilde otelde tek bir oda tutacağız, | Open Subtitles | في الاجازة القادمة سنذهب الى إيلات و نحجز غرفة في فندق |
| Çünkü yaşarsa, bize Hyatt'ta bir oda kiralarım. | Open Subtitles | لأنه إذا تعيش، وأنا سوف استئجار لنا غرفة في فندق حياة. |
| Bugün sana Archfield'da bir oda ayarlayacağım. | Open Subtitles | إذن, اليوم سأحجز لك غرفة في فندق الأرشيفلد |
| Git ve bir otel odasını kırıp dök. | Open Subtitles | اذهب لتخريب غرفة في فندق, قم بتعرية نفسك أمام (إلمو). |
| bir otele gidip uyu. | Open Subtitles | احجزي غرفة في فندق و استلقي على فرش مريح |
| Sizce Jones Siedel'in takma bir isimle otele kayıt yaptırmasının herhangi bir nedeni olduğunu düşünebiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف سبباً قد يجعل (جوناس سايدال) يحجز لنفسه غرفة في فندق بإسم مستعار؟ |
| Dediklerine göre... Gazetede onun bir bir otel odasında bulunduğu yazıyordu...parçalanmış olarak. | Open Subtitles | حسنا ، لقد قالوا ، حسنا ، الجريدة قالت أنها وجدت في غرفة في فندق |