| Önce Yatak odamda bir ev cini buluyorum sonra peron dokuz üç çeyrekteki duvarı geçemiyoruz bir ağaç bizi öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | ظهر قزم منزل سحري فى غرفة نومي عجزنا عن عبور الحاجز إلى الرصيف 9 وثلاثة أرباع وكادنا أن نموت من شجرة |
| Yatak odamda dokununca kımıldayan tek şey oydu. Merak etme, Alan. | Open Subtitles | ذلك كان الشيء الوحيد في غرفة نومي الذي يتحرك عندما ألمسه |
| yatak odam banka kasasına benzemişti, değerli şeyleri orada saklıyordum. | Open Subtitles | حولت غرفة نومي إلى خزانة أحتفظ فيها بالأشياء المميزة هل هي نائمة؟ |
| Evet, sağ tarafa bakarsanız benim yatak odamın penceresini görürsünüz. | Open Subtitles | عالياً تجاه اليمين، إن رفعتكم أنظاركم، ستشاهدون نافذة غرفة نومي. |
| İyi haberler, millet. Özel bir görüşme için yatak odama bekliyorum. | Open Subtitles | أخبار سارة للجميع, تعالوا إلى غرفة نومي من أجل عرض خاص |
| Öncelikle, yatak odamdan görünen manzara. | Open Subtitles | بدءا من المشهد الذي يمكنك رؤيته من غرفة نومي |
| Yatak odamı Krala açtığımdan beri, bu işten çok iyi geçiniyorsun. | Open Subtitles | فمنذ أن فتحت باب غرفة نومي له عشت بهناء بفضل ذلك. |
| - Ayakta duruyorum. - Benim odam solda. Senin odan sağda. | Open Subtitles | ـ يمكنني الوقوف ـ غرفة نومي عل اليسار وغرفتك عل اليمين |
| Yedek gözlüklerim benim Yatak odamda, şifonyerimin üzerinde yarasa sinyalimin yanında. | Open Subtitles | نظارتي الإحتياطية في غرفة نومي فوق خزانتي بالقرب من صورة الخفاش |
| Tabii ki, şimdi o benim apartmanımda yaşıyor, benim Yatak odamda. | Open Subtitles | بالطبع، إنه الأن يعيش في .منزلي و في غرفة نومي .على سريري |
| Yatak odamda ne yaptığım, beni ilgilendirir. | Open Subtitles | ان ما أفعله في غرفة نومي هو شأني الخاص أتفهمين ؟ |
| Istediğiniz zaman Bu benim yatak odam, sen sadece burada yürüyemiyorum. | Open Subtitles | هذه غرفة نومي ، لا يمكنك أن تدخل إلى هنا في أي وقت تريد |
| yatak odam büluğ çağımdan beri döner kapısı varmış gibiydi, tamam mı? | Open Subtitles | غرفة نومي بابها دائريّ منذ بلوغي سنّ الرشد,حسناً؟ |
| İnceleyecek olursak, bu ayakkabı odam, bu yatak odam, bunlar yeni giysilerim ve giyeceğim yerler, | Open Subtitles | هذه غرفة نومي هذه ملابسي الجديدة, وأين سأرتديهم |
| - Telefonu bağla. - Kutu yatak odamın camının dışında. | Open Subtitles | أعيد وصل الهاتف الصندوق خارج نافذة غرفة نومي |
| Eğer bir erkeğin yatak odamın camına tırmanacağını bilseydim... | Open Subtitles | لو كنتُ أعرف أن رجلاً سيتسلّق لنافذة غرفة نومي |
| Ama orada uyuyamıyorum. Eski yatak odama alışmışım bir kere. | Open Subtitles | لكني لا أنام هناك، فأنا معتاد على غرفة نومي القديمة |
| Ben onları uğurlarken, sen de gözükmeden yatak odama geçebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تتسلل إلى غرفة نومي أثناء التوديع. |
| Ama sen boyle yatak odamdan esyalarimi calmaya devam edersen, yemin ederim asil senin cenazen olur. | Open Subtitles | لكن إذا استمريت في سرقة أشيائي من غرفة نومي أقسم لك ,ستكون جنازتك ومحاكمتي |
| Ve b) güç kesintisi olduğu zamanda Yatak odamı göster. | Open Subtitles | و ثانياً: أعد لي صورة غرفة نومي أثناء حدوث إرتفاع في الطاقة الكهربائية |
| Artık buradan gittiğime inanamıyorum. Benim odam hep burasıydı. | Open Subtitles | لايمكني تصديق أني لن أعيش هنا بعد الأن هذه كانت دوماً غرفة نومي |
| Bu durumda gerçekten... yatak odamdaki röprodüksiyon koleksiyonunu görmelisiniz. | Open Subtitles | في هذه الحالة عليك أن تشاهد المجموعة الفنية التي لذي في غرفة نومي |
| O garajda yaşayıp, sabahın dördünde elinde çekiçle yatak odasına girdiği sürece normal bir aile olmamız mümkün değil. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نكون عائلة طبيعية بشخص يعيش في كراج وياتي الى غرفة نومي في الساعة الرابعة فجرا حاملا معه مطرقة |
| Biliyor musun? Burası benim yatak odamdı. | Open Subtitles | كانت هذه غرفة نومي |
| yatak odası duvarımda asılı dev bir timsah posteri var. | TED | كان لدي ملصق ضخم معلق لتمساح على جدار غرفة نومي. |