| Hepsi de her işe burnunu sokar. Tuhaf tiplerdir, sorun çıkarırlar. | Open Subtitles | جميعهم يقوموا بأعمال خيرية وهم غريبو الأطوار ومسببون للمشاكل |
| Açıkçası burada çalışmaktan nefret ediyorum. Hepsi Tuhaf adamlar. | Open Subtitles | بأمانة، أكره العمل هنا إنهم غريبو الأطوار. |
| Eminim birçoğunuz, bütün o kahvaltı bulaşıkları birikmiş ve huysuz kocalarınız işe gitmeye hazırlanırken bunun hayalini kuruyorsunuz. | Open Subtitles | أراهن أن الكثير منكم يحلم بذلك أحياناً مع تراكم كل أطباق الإفطار و الأزواج غريبو الأطوار يذهبون إلى أعمالهم |
| Ucubelerin kendilerini rahat hissetmelerini isterim. | Open Subtitles | لأني لا أريد أن يشعر غريبو الأطوار بالإنزعاج |
| Senin ve diğer gerzeklerin ona tapıyor olması ispatı onun yazdığını göstermez. | Open Subtitles | لأنك أنت و غريبو الأطوار من زملائك كنتم تعظمونه لا يعني أنه كتب البرهان يا (هال) |
| Onlar ucube. | Open Subtitles | إنهم غريبو الأطوار |
| ucubeler bunlar. ucubeler bunlar! | Open Subtitles | إنهم غريبو الأطوار |
| Gerzekler yani. - Öfkeli ucubeler. | Open Subtitles | - إنهم غريبو الأطوار إذاً |
| Yapan çok insan var. Tuhaf insanlardır. | Open Subtitles | يفعل الكثير من الناس ذلك، غريبو الأطوار فحسب على الأرجح. |
| Bizler kaçığız, Tuhaf tipleriz normal değiliz. | Open Subtitles | نحن غريبو الأطوار خارجون عن المألوف |
| Evet, biz onlara "Tuhaf Walkerlar" derdik. | Open Subtitles | , أجل "كنا ندعوهم "(والكر) غريبو الأطوار |
| dediler. Ama o huysuz kitle de hep var. | TED | ثم يأتيكِ دوماً غريبو الأطوار. |
| Çünkü çok çabuk sinirlenirler ve huysuz olurlar. | Open Subtitles | .. لأنهم حادوا المزاج و غريبو الأطوار |
| beni küçük bağırsak Alex diye çağırmak zorunda kalırdı. Oreo motorcuları ve Ucubelerin benim zamanımı almasının bir sebebi var mı? | Open Subtitles | أهناك سبب لمَ يهدر فيه الدراجون غريبو الأطوار والزنوج وقتي؟ |
| Girls /1x08/ "Ucubelerin de Sevgilisi Olur" | Open Subtitles | مسلسل الفتيات - الحلقة الثامنة "بعنوان " غريبو الأطوار يحتاجون الى رفيقات أيضاً |
| Senin ve diğer gerzeklerin ona tapıyor olması ispatı onun yazdığını göstermez. | Open Subtitles | لأنك أنت و غريبو الأطوار من زملائك كنتم تعظمونه لا يعني أنه كتب البرهان يا (هال) |
| Ben doktorum. - Rahat bırak beni ucube! | Open Subtitles | دعوني و شأني يا غريبو الأطوار |
| Gerzekler yani. | Open Subtitles | - إنهم غريبو الأطوار إذاً |