| Her hangi bir şekilde şarkı söylenmesi içki içilmesi yada kutlama yapılması yasaklanmıştır. | Open Subtitles | و أي فعل غناء او احتساء مشروبات او احتفال سيتم التعامل معه بحزم |
| Kralın emriyle, bundan böyle hiç kimse, şarkı söylemeyecek ve eğlence yapılmayacak. | Open Subtitles | وبأمر الملك لن يكون هناك أي غناء أو زواج من أي نوع |
| Ve sizin gerçek bir Broadway sahnesinde şarkı söyleme hayaliniz var, değil mi? | Open Subtitles | و لديكم أحلام كبيرة عن برودواي بشأن غناء أغنية على مسرح برودواي حقيقي. |
| Krallıktaki en iyi müzik öğretmeninden ders alıyor ayrıca | Open Subtitles | البلبل معروف بأنه أفضل مدرس غناء في المملكة ولكنه طائر عجوز ولئيم |
| - Tarla kuşlarının şarkısı da bunu gösterir. | Open Subtitles | تستطيع أن تعرف ذلك أيضا عن طريق غناء القبرات. |
| Şu gey koğuşunda her ayın ikinci pazar günü bir şarkı müsameresi yapılırdı. | Open Subtitles | في جناح المنحرفين كنا نقيم حفلة غناء مرة في الشهر، ثاني يوم أحد |
| Onların savaş kılıçlarının gökyüzünde gezinircesine şarkı söylediklerini duydum, | Open Subtitles | أنني اسمع غناء سيوف الحرب الخاصه بهم وهم يشقون السماء |
| -Hiç değilse bir şarkı söyledin. | Open Subtitles | أوه، هيا. على الأقل تمكنتي من غناء أغنية. |
| Efendim, denizaltı sessiz gittiği an, bir şarkı duyduğumu sandım, | Open Subtitles | في اللحظة التي اختفى فيها صوت تلك الغواصة و ظننت أنني سمعت غناء |
| Su arıyordum, ama şarkı sesi duydum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن الماء لكن وجدت غناء لأعذب قصيدة |
| Ben şarkı söyleyip dans ederim. - Evet. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى ماهو المضحك أنا رجل غناء ورقص |
| Ben hatta, komik olanları ayırt edemem. Ben şarkı söyleyip dans ederim. - Evet. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى ماهو المضحك أنا رجل غناء ورقص |
| Pekâlâ ahbap, tüm bu tepeleri dolaştım ve hiç şarkı sesi duymadım. | Open Subtitles | , حسناً . يا صديقى لقد تفحصت , جميع انحاء هذة القمة . ولم اسمع اى غناء |
| Askerler, savaşa giderken şarkı söylerler insanlar ölünce de, şarkı söylenir. | Open Subtitles | يغنّي الجنود كما لو أنهم يزحفوا للمعركة وهناك غناء عند موت الناس |
| Ben de okulda korodaydım, müzik en sevdiğim dersti. | Open Subtitles | لقد كنتُ في فرقة غناء في المدرسة الثانوية. لقد كنتُ المفضلةُ في صفي. |
| Ciddi ciddi Kenny Rogers şarkısı söylemenin ya da utanç verici itiraflar yapmanın eşiğindeyim. | Open Subtitles | أَنا بجدية على حافة غناء كيني روجرز أَو سأقوم ببعضَ الإعترافات الحقيقية المحرجة. |
| İsa'nın doğuşunu kutlamanın Neşelen Dünya şarkısını söylemekten başka yollar da var. | Open Subtitles | هناك عدة طرق لأحتفال بعيد الميلاد من غير غناء فرح المسيح للعالم |
| Yukarıda şan dersim var, üstümü değişmem gerek. | Open Subtitles | لديَّ درس غناء بأعلي ولابد أن أغير ملابسي |
| Eğer uzun saçlı olsaydım, bir rock grubunda baş Şarkıcı olabilirdim. | Open Subtitles | أتوقع لو كان لدي شعر طويل لكنت رئيس فرقة غناء صاخبة |
| şarkı söyleyen Elvis'lere kısa bir ara vereceğiz. | Open Subtitles | يا جماعة نحنُ سنأخذ راحة الآن من غناء الفيس |
| karaoke eğlenceli olabilir. - Roz. - Bu gece karaoke mi? | Open Subtitles | حانة الغناء قد تكون مسليه حانة غناء, الليله ؟ |
| Senfoni programında yer almıyor olsa da sırf istediğim için bir şarkı söyleyebilir miyim? | Open Subtitles | حتى لو أنها أغنية لا يفترض غنائها في برنامج خاص بالسمفونيات هل بإمكاني غناء أغنية فقط لأنني أريد غنائها؟ |
| Amcan Marquis'in çiftliğinde ki kovboyların şarkılarını seviyorum. | Open Subtitles | وأحببت غناء رعاة البقر بمزرعة عمك الماركيز |
| Kasabalılar beyaz bir kadının şarkı söylediğini duymak için çok para verir. | Open Subtitles | الناس سيدفعون بسخاء لسماع غناء إمرأة بيضاء |
| Bu şarkıyı kesinlikle Finn ile söyleyebilirim. | Open Subtitles | استطيع تماما غناء تلك الأغنية مع فين |
| Önceden "Ten Sing" üyesiydim.* | Open Subtitles | كنت فى "عشرة غناء". |
| HAL filmin sonunda ölürken o, bilgisayarların insana dönüştüğü zamana ilişkin olarak bu şarkıyı söylemeye başlar. | TED | عندما كا هال يحتضر في نهاية الفيلم بدأ في غناء هذه الأغنية. كإحالة إلى حين تصير أجهزة الكمبيوتر بشرية. |