| Burayı bir golf kursuna çevirmeyi istiyorum, ama kadın satmıyor. | Open Subtitles | أنا سوف أحوّلها إلى ملعب غولف. لكنها لا تريد بيعها. |
| Ve golf sahası eksperi oldum. - Ve bunların hepsi benim. | Open Subtitles | بعدها أصبحت مراقب ملعب غولف وهذان، صدق أو لا تصدق ملكى. |
| Ardından golf sahasında amirlik yaptım. - Ayrıca bunlar da gerçek. | Open Subtitles | بعدها أصبحت مراقب ملعب غولف وهذان، صدق أو لا تصدق ملكي |
| Sizinle konuştuktan sonra, kontrol ettim de, o gece TV'de golf turnuvası yokmuş. | Open Subtitles | بعد آخر حوار تحققت قائمة التلفاز لم يكن هناك منافسة غولف تلك الليلة |
| Tatlım, bak. Bize yarınki dersimiz için aynı golf kıyafetinden aldım. | Open Subtitles | عزيزي أنظر , أشتريت لنا أزياء غولف متطابقة لدروسنا في الغد |
| Bir dostumun golf kulüpleri için Titanyum dönüştürme projesi var. | Open Subtitles | نعم، رفيق لي، لديه عملية إعادة ديكور التيتانيوم لنوادي غولف |
| Ölüm sebebi, kafatasının arkasına aldığı darbeler gözüküyor ki olay yerinde bulunan kanlı golf sopası da bunu destekliyor. | Open Subtitles | سبب الوفاة ناجمة عن عدّة ضربات بمؤخرة الجمجمة تتطابق مع مضرب غولف ملطخ بالدماء تمّ العثور عليه بموقع الجريمة |
| Arabasından bir şey çıkardı ve golf çantasının içine sokuşturdu. | Open Subtitles | وكان يأخذ شيء من سيارته ويضعه في حقيبة غولف قديمة. |
| Gün Işığı Merkezi içerisinde kullanılmak üzere yepyeni bir golf arabası! | Open Subtitles | عربة غولف جديدة لتستخدم في جميع انحاء مركز الاشراق مثل مول |
| Babamı herhangi bir konuda mağlup etmekten vazgeçmişken Pepper'ın bir gün beni zorla golf sahasına götürmesiyle işler değişti. | Open Subtitles | لقد استسلمت تقريبا لفكرة هزم أبي في أي شيء حتى قام بيبر بجري الى ملعب غولف في أحد الايام |
| Ayrıca Springfield Mini golf'te hiçbir zaman 17. deliğe topu sokamamıştı. | Open Subtitles | لم يفز أبدا عند الحفرة 17 في ملعب غولف سبرينغفيلد المصغر. |
| golf standartlatın altında ama havanız öyle olmasın. | TED | العب غولف دون المستوى، ولكن لا تتنفس هواءً دون المستوى |
| Jonglörlüğe uzun zaman önce başladım, ancak bundan da önce, bir golf oyuncusu idim, yani işte bir golfcü idim. | TED | لقد بدأت في رمي الكرات منذ زمن بعيد, ولكن قبل ذلك كنت لاعب غولف, هذا ما كنت عليه |
| işte burada el yapımı bir McLaren SLR karbon araba ile VW golf ün çarpışması sonucu oluşan resmi görüyorsunuz | TED | هذه سيارة ماكلارين اس ار ال من الكربون صدمتها سيارة غولف من الجانب |
| Kendisi çok iyi bir golf oyuncusu olmakla beraber, bir engelli. | TED | لقد كان لاعب غولف جيد حداً، لكن كانت لديه إعاقة. |
| Dolayısıyla onun golf arabasıyla dolaşması oyunun temel doğasına etki edecektir. | TED | ولذا ستغير الطبيعة الأساسية للعبة لنعطيه عربة غولف. |
| Evet dedi. Casey Martin'e golf arabası verilmelidir. | TED | لقد قالوا نعم، أن كايسي مارتن ينبغي أن يُعطى عربة غولف. |
| Tek kollu golfçü işte. Mutfak ne kadar yoğunmuş be! | Open Subtitles | لاعب غولف بيد واحدة. إلى أي درجة ذلك المطبخ مزدحم؟ |
| Belli ki ne motorcusun ne golfçu ne de buralısın. | Open Subtitles | من الواضح أنك لست راكب دراجات او لا عب غولف أو محليا |
| (Gulf Heaven = Körfez Cenneti) Ha? | Open Subtitles | أود أن تتحول الى "غولف السماء". |
| Savaş için golfü bırakana kadar... Güney'in en iyi golfçüsüydü. | Open Subtitles | لغاية أن ذهب إلى الحرب، كان يعتبر .أفضل لاعب غولف في الجنوب |
| Körfez Sahilinde yaşayan halkın şu an neler hissetiğini anlamamıza yardımcı olabilirsin. | Open Subtitles | منحنا القليل من الشعور حول .ما يشعرون بهِ سكان (كوست غولف) الآن |
| Ben mini golfe söz vermesem olur mu? | Open Subtitles | أوه,أيمكن أن تعذروني عن الذهاب للعب "غولف الأطفال؟"ْ |
| Artık seni mini golfte ezmek hayatımın yeni amacı. | Open Subtitles | لا. إنها الآن مهمتي الجديدة في الحياة أن أدمرك في غولف مصغر. |
| Bak, Meksiko Körfezi'ni yıkıyorlar. | Open Subtitles | هو ذلك الجدل في بعض الأحيان. انهم هدموا غولف المكسيك. |