| Saldırı saati için artık şahidin yok ve DNA'n çorabın üstünde bulundu. | Open Subtitles | والآن ليس لديك حجة غياب في وقت الاعتداء وحمضك النووي على الجورب |
| Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama o gece bir şahidim var. | Open Subtitles | اسف لتخيب ظنك. لكن لدي حجة غياب في تلك الليلة. |
| Nişanlının cinayet gecesi için bir mazareti var. | Open Subtitles | اذن الخطيب كان لديه حجة غياب في ليلة الجريمه |
| Darius soygun zamanı için bir mazereti olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | داريوس إدعى بأنه لديه حجة غياب في وقت السرقة |
| - Yani arkadaşınızın öldüğü zaman için şahidiniz yok. | Open Subtitles | إذاً، لا تملك عذر غياب في وقت جريمة قتل صديقك. |
| Bu durumda aksini iddia etmeyeceksen bu geceler için şahidin yok. | Open Subtitles | إما أن تقول لنا و إلا ليس لديك حجة غياب في تلك الليالي |
| Normalde dikkat çekmemeyi önerirdim ama bence dans pistinde tartışıp sana gitmen için zaman kazandırırız. | Open Subtitles | بالطبع ، أنا أقترح أن نبقى رصينين أعتقد أنه من الأفضل أن نختلق حجة غياب في ساحة الرقص حتى تتمكني من الذهاب في الوقت المحدد |
| Ama dün gece için mazereti var. | Open Subtitles | لكن كان لديه حجة غياب في الليلة الماضية |
| 25 Mart akşamı için bir tanığınız var mı? | Open Subtitles | هل لديك حجة غياب في مساء 25 مارس |
| Geç kaldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اعتذاري... لبلدي غياب في وقت متأخر. |
| Tüm sarılmalar için kendini aklayan kanıtları var. Boyle ile kontrol edeceğiz ama durum iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لديه عذر غياب في كل الجرائم، أنا و(بويل) سنتأكد منها، لكن أملنا ضعيف. |
| Branson'ın bütün gece için mazereti varmış. | Open Subtitles | برانسون) لديه حجة) غياب في الليلة بأكملها. |