| Mükemmel şartlar altında "Birlik Nişanı"na sizi de dahil etmek alışılmışın dışında olur. | Open Subtitles | الاّن , فى إطار مثالى للظروف إدراجك فى وحدة التنوية سيكون حسنا , غير تقليدى |
| Vodkanı satmak istiyorsan, alışılmışın dışında bir kampanya yapmalıyız. | Open Subtitles | لو أردنا حقًا ان نبيع ماركتك، يجب علينا ان نقوم بعمل شىء غير تقليدى بالكامل. حملة اعلانيّة واسعة الانتشار! |
| Bu alışılmışın dışında. | Open Subtitles | هذا شئ غير تقليدى بالمرة |
| Bunun içine bakmanın yeterince alışılmadık olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد انه غير تقليدى بما فيه الكفاية للنظر له |
| alışılmadık bir harekette bulunmuş... ve: | Open Subtitles | , وقد عرضت نفسها... لأى سلوك غير تقليدى... ... |
| Eski bir polis. alışılmışın dışında ki, bu da işime geliyor. | Open Subtitles | انه ضابط سابق ، و غير تقليدى |
| Bu gayet alışılmışın dışında bir şey. | Open Subtitles | هذا غير تقليدى للغايه |
| İhtiyaç duyduğumuz şey... ve bunun alışılmadık bir şey olduğunun farkındayız... | Open Subtitles | ما نريده و نلاحظه هذا غير تقليدى |
| Peki bu yeterince alışılmadık mı? | Open Subtitles | هل هذا غير تقليدى بما يكفى ؟ |
| - Canın cehenneme. İş görüşmeleri için alışılmadık bir tarzın var. | Open Subtitles | اتعمل فى اتجاه عمل غير تقليدى |