| Dolayısıyla hükümet iklimi korumak için, çok acı verici bir şeyi bize yaptırmak zorundadır. | TED | لذا فإن الحكومة مضطرة لفرض قوانين صارمة لحل المشكلة |
| sonunda aynı hükümet oybirliğiyle kabul ettiği Parisin varlığını reddetti. | Open Subtitles | وفي نهاية المطاف فإن الحكومة ذاتها التي وافقت بالإجماع على الذهاب لباريس عادت لترفض ذلك |
| Dedi ki, içine girmeye çalışırsa, hükümet anında izini sürüp onu bulurmuş. | Open Subtitles | بأنه إن حاول فتحها فإن الحكومة ستقتفي أثره |
| Buna karşılık, hükümet din adamlarına yönelik bazı kısıtlamalarını gevşetecek. | Open Subtitles | في المقابل ، فإن الحكومة ترخي بعض القيود المفروضة على رجال الدين |
| Bu olmadan, yeni hükümet asla kazanamazdı. | Open Subtitles | بدون ذلك، فإن الحكومة الجديدة لم يحدث ان فاز. |
| Oldukça ilginç bir düşünce, ve bence, insanlar da bu düşünceyi savunuyor. Diğer bir düşünceye göre ise, "Bu çok daha iyi olmasaydı, hükümet bize bunu kullanmayı tercih etmemizi söylemezdi." | TED | انه نوع من المنطق المثير للاهتمام الذي باعتقادي استخدمه الناس. وهناك منطق اخر كما يقولون حسنا ، فإن الحكومة لم تقل لنا أننا لا يمكننا استخدامه إذا كانت أفضل بكثير |
| Evet. Bir kere eline para almış olursan, hükümet DNA'nı ele geçiriyor. | Open Subtitles | إذا حملت أي هللة في حياتك D.N.A فإن الحكومة قد أخذت نسختك من |
| Sebebi tam olarak açıklığa kavuşmadağından hükümet, OZ kullanıcılarına hesaplarına dikkat etmelerini önerdi. | Open Subtitles | وفي حين لا تزال الأسباب مجهولة، فإن الحكومة تنصح مشتركي "أوز" بالاحتياط عند استعمال حساباتهم |
| hükümet duruşunu değiştirmemiştir. | Open Subtitles | فإن الحكومة لم تغير موقفها |