| Chelsea şeker dükkanlarını lüks giyim mağazalarına dönüştürmüştü. | Open Subtitles | بتحويل محلات الخياطه بمنطقة تشيلسي إلى محلات ملابس فاخره لمحبي الموضه |
| Cumhuriyete hizmetlerinden dolayı cömert emekli maaşları, lüks daireleri oldu. | Open Subtitles | لقد حصلوا على معاشات سخيه و شقق فاخره من أجل خدمتهم للجمهوريه |
| lüks bir otelde 20 kişiyi rehin aldı. Hepsini öldürdü. | Open Subtitles | رهائن,داخل غرفه فندق فاخره قام بقتلهم جميعا |
| Bu yataklar öyle aman aman lüks değil. | Open Subtitles | هذه المساكنِ لَيستْ فاخره جداً |
| lüks bir hay at y aşamak ister misin? | Open Subtitles | ألا تريدى ان تعيشى حياه فاخره ؟ |
| lüks bir hayat yaşamak istemez miydin? | Open Subtitles | ألا تريدى ان تعيشى حياه فاخره ؟ |
| lüks odaymış, kıçımın kenarı. | Open Subtitles | يا لها من حجره فاخره اللعنه |
| Bize, lüks ve rahat bir oda vermişler, ha? | Open Subtitles | اعطونا غرفه فاخره هنا ؟ |
| lüks restaurantlarda yer oldum. | Open Subtitles | اكل فى مطاعم فاخره |
| lüks ayakkabı imalatçısı. Bölme şimdi. | Open Subtitles | صانع أحذية فاخره لاتقاطعني |