Spatulalarını o kadar çok sevdim ki, şirketi satın aldım. | Open Subtitles | لقد أحببت ملاعقهم كثيرا، فاشتريت الشركة. |
Panikleyip salata büfesinin yanındaki lüks peyniri aldım. | Open Subtitles | لقد اصبت بالرعب فاشتريت هذه الجبنة الفاخره الموجودة فوق رف الخضار |
İşini bitirmek istedi. Ona bir bilet aldım. | Open Subtitles | اراد ان يوجه له ضربه فاشتريت له تذكره |
Kemoterapi tedavisi görürse saçlarının döküleceğinden o kadar çok korkuyordu ki, rahatlaması için ona Hair Team for Men'den hediye çeki aldım. | Open Subtitles | كان قلقاً من فقدان المزيد من الشعر بسب بالعلاج الكيمياوي، فاشتريت له اشتراك غير محدود عند "فرقة الشعر للرجال"، فقط لاراحة باله؟ |
İndirim vardı, ben de 400 kutu aldım. | Open Subtitles | كان هناك تخفيض فاشتريت 400 علبة |
Köpeğim yoktu. Ben de ikinci el aldım. | Open Subtitles | لم يكن لدي كلب، فاشتريت واحداً |
Köpeğim yoktu. Ben de ikinci el aldım. | Open Subtitles | لم يكن لدي كلب، فاشتريت واحداً |
Evet, fark ettim. Ben de eczaneden yenisini aldım, ikimizin de evinde ilacı olsun diye. | Open Subtitles | لاحظت انه غير موجود فاشتريت القليل منه |
Sonra ben de albümü satın aldım - çünkü o melodiyi duyduğumda işte böyle - | Open Subtitles | فاشتريت الإسطوانة، - لأن تلك الموسيقى |
O yüzden yeni bir elbise aldım. | Open Subtitles | لذا فاشتريت ثوباً جديداً |
Mürekkep balığı yoktu. Onun yerine kalamar aldım. | Open Subtitles | لم يكن لديهم ، فاشتريت الحبار |
Tony'nin ne kadar özel biri olduğunu hatırladım ve bu yüzden ona bu saati aldım. | Open Subtitles | تذكرت أن لـ(توني) معزة خاصة، فاشتريت له إذاً... هذه الساعة |