| Güzel haberim var, hayatım. Kasabaya bizim ezik olmadığımızı kanıtlayabileceğimiz bir yol buldum. | Open Subtitles | أخبار جيدة يا عزيزتي ، وجدت طريقة لأثبت للبلدة أننا لسنا فاشلين |
| Artık sizler ezik kalmayacaksınız. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً, أنتم يا رفاق لن تكونوا فاشلين بعد الآن |
| Haydi ama, biz ezikler bile arada bir şansı hakederiz. | Open Subtitles | بربك، حتى وإن كنا فاشلين فنحن نستحق فرصة واحدة في وقتٍ ما |
| İşi bırakıp Kenny gibi olabilir ya da çalışmaya devam edip ömür boyu patronlarını öldürme hayali kuran ezikler oluruz. | Open Subtitles | أو نتحول إلى فاشلين وينتهي بنا المطاف نحلم بفرصة لنقتل رؤسائنا. |
| başarısız olmuş başka bir girişimci tanımıyordum ve kendimi dünyadaki tek kaybeden sanıyordum. | TED | لم أعرف رائدين أعمال فاشلين آخرين, وأعتقدت بأنني كنت الخاسرة الوحيدة في العالم. |
| zavallılar âleminden Ulusal âleme geldik. | Open Subtitles | سوف نذهب من فاشلين إلى أبطال البطولة الوطنية. |
| Çünkü bol para kazanıyorum. Ve param olunca sizin gibi fakir zavallılarla takılmak zorunda değilim. | Open Subtitles | وعندما تملك المال لا يتوجب عليك التسكع مع فاشلين أمثالكم أيها الشبان |
| Eziklere bak. Bu ezik dediğin Irak'ta bir Amerikan askeri oluyor. Sözünü geri al. | Open Subtitles | وااو , يالهم من فاشلين أوه حقاً , هذا الفاشل الذي تتحدث عنه , صادف انه كان جندي امريكي في العراق |
| Yerleşim düzeni bile yok! Bir grup ezik. | Open Subtitles | لم يرتبوها حتى بتشكيل ما يالهم من مجموعة فاشلين |
| Burada oturarak, hayatında görceğin en ezik insanlarla birlikte nefret ettiğim şarkıları söyledim. | Open Subtitles | الذي جعلني رجل هو الجلوس في هذه الغرفة، أغني أغاني أكرهها بجانب أكبر مجموعة فاشلين رأيتهم على الإطلاق. |
| Bizden ezik tipler gibi bahsetmen hiç hoş değil. | Open Subtitles | أنّكم تتحدثون عنا كما لو أننا فاشلين أو ما شابة. |
| Maalesef onların benden daha da ezik olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | ولسوء الحظ , فإن هناك فاشلين أكثر مني00 |
| Ya da işimize devam edip her Allah'ın günü patronlarımızı öldürmeyi hayal eden cesaretsiz, ezikler olarak kalırız. - Bunu yapar mıydın? | Open Subtitles | أو نتحول إلى فاشلين وينتهي بنا المطاف نحلم بفرصة لنقتل رؤسائنا. |
| İçkiyle dolu barlardan ezikler bulup takılmak yerine kendi içkiyle dolu evinden ezikler bulup takılacaksın. | Open Subtitles | فبدلا من مواعدة فاشلين في الحانات الغارقة بالنبيذ ستواعدين فاشلين في منازل غارقة بالنبيذ |
| Belki önümüzdeki döneme aynı ezikler olarak başlamayız. | Open Subtitles | ربما لن نذهب للفصل الدراسي القادم نبقى فاشلين كما نحن الآن |
| Gelmiyorsanız yatıyorum artık, ezikler! | Open Subtitles | إذا لمْ تأتوا، سأخلد إلى النوم، يا فاشلين. |
| 20'de 18! Koydum mu, ezikler! | Open Subtitles | درجة 18 من 20 موتوا بغيظكم يا فاشلين |
| Onun hakkında iki başarısız evlilik ve iki başarısız iş deneyimi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | زواج فاشل لمرتين وعملين فاشلين ، نحن نعلم أن |
| İki başarısız evlilik, sayısız zor ilişkiden sonra, aşkın bir savaş alanı olduğunu anlamıştı. | Open Subtitles | بعد زواجين فاشلين وعلاقات رومانسية لا تحصى تعلمت بأن الحب ساحة معركة |
| Ama okuldaki herkese göre hala berbatız. Ho-ho-ho, zavallılar. Otoparktaki erimiş karlara yiyecek boyası koyduklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | وطبقاً لكل من بالمدرسة, لازلنا مقرفين يا فاشلين! أنا متأكد أنهم لم يضيفوا سوى ألوان |
| Bizimki gibi sıçık bi yerde, bizim gibi zavallılarla çalışıyor. | Open Subtitles | وتعمل في بيئة رديئة مع فاشلين مثلي ومثلك |
| Geri çekil. "Klik" sesi gelmedi. Ne Beceriksiz insanlarsınız. | Open Subtitles | لايعمل الزر يا لكم من مجموعة فاشلين |
| Bunu bildiğimiz için daha da büyük birer eziğiz. | Open Subtitles | وكنا مجرد فاشلين كبيرين لنعرف ذلك |
| Hepiniz beceriksizsiniz. | Open Subtitles | كلكم ستصبحون فاشلين |