Sizi temin ederim, her zaman sinyal veririm. Özellik kızlarım arabadayken. | Open Subtitles | أؤكدُ لك، أنني دوماً أضع الإشارة خصوصاً حينما تكون فتياتي معي. |
Benim kızlarım güler yüzlü ve nazik olmalıdır. | Open Subtitles | فتياتي يجب أن يكن مؤدبات و مبتهجات جداً. |
kızlarımı dışarı göndermek istemem ama senaryolar için birini bulurum. | Open Subtitles | لا أشعر بالراحة بإرسال فتياتي خارج المبنى لكن سأعصر على شخص ليقرأ النصوص |
Bu da benim çıtır Kızlarımdan biri. | Open Subtitles | هنا واحد من فتياتي الصغيرات المثيرات اسميها كانامون |
Kızlarımın teselliye ihtiyacı var mı diye bakacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأرى إذا كنّ فتياتي يحتجن للمساعدة |
"kızlar, bir işim çıktı. Şehirden ayrılmam gerek. | Open Subtitles | فتياتي, بعض الأمور تحدث فجأة, اضطررت مغادرة المدينة |
Okul dışı aktiviteler ve kitaplarla, kızlarıma dışarıdaki dünyayı tanıtıyorum. | TED | انا اعرف فتياتي للعالم الخارجي بأنشطة لامنهجية و كتب |
Ve bundan gurur duyuyorum. Benim kızlarım sokaktaki en güzelleridir. | Open Subtitles | و أنا فخورٌ بذلك يا ولَد، فتياتي أفضلُ مَن في الحي |
Siz giderken kızlarım sizinle konuşmak istiyor olabilir. | Open Subtitles | حين تهمين بالرحيل, قد تسعى فتياتي لإدخالكِ في محادثة |
Biliyor musunuz, kızlarım kendilerini iyi hissetsinler diye çok uğraşıyorum çünkü önemli olan iç güzelliktir. | Open Subtitles | أنت تعلم , لقد عملت بجد لكي أجعل فتياتي يشعرن بشعور جيد حول أنفسهن لأنه ذلك ما بداخل التهم |
kızlarım ayak altında olmadıkça orası, gerçekten "ev" olmuyor. | Open Subtitles | حسنا هذا لطف كبير من أمك ولكنه ليس منزلي بدون أن تكون فتياتي هناك |
kızlarım sağlıklıdır, ...ve bu tür evlerin kurallarına uyarız. | Open Subtitles | فتياتي خاليات من الأمراض ونحن نلتزم بالشروط التي تخص هكذا بيوت |
kızlarım size itina gösteriyor değil mi, hanımlar? | Open Subtitles | آنساتي, فتياتي يقدمن عمل ممتاز, أليس كذلك ؟ |
Onu zamanında durdursaydınız, kızlarımı öldürmesini engelleyebilirdiniz. | Open Subtitles | لو دخلتم حينذاك لكنتم منعتوه من قتل فتياتي |
Sonrasında hatırladığım şey beni kestiğiydi bütün kızlarımı serbest bıraktı işimi mahvetti. | Open Subtitles | وآخر شيءٌ أتذكره ضربها لي، وإطلاق سراح جميع فتياتي |
Ben kızlarımı korumayı daima düşünürüm. | Open Subtitles | أنني أفكر دائما في فتياتي وأحاول حمايتكم |
Kızlarımdan birinin hedeflerimizden biriyle işi pişirdiği haberi yayılırsa firmam batar ahbap. | Open Subtitles | هل تمزح ؟ أنباء خرجت بأن أحد فتياتي تجاوزت الحد مع عميل عملي ينتهي يا رجل |
Kızlarımdan birini daha öldürmeden o herifi yakalamak istiyorum, hepsi o. | Open Subtitles | أريد القبض على هذا الرجل قبل أن يقتل واحدةً أخرى من فتياتي |
Kızlarımın nerede oturduğunu bilmem, yani kendi güvenlikleri için... | Open Subtitles | لا أعرف أين تعيش أي من فتياتي,من أجل سلامتهن |
Hanımlar, herkes iyi vakit geçiriyor mu? Pekâlâ, bekâr kızlar! | Open Subtitles | حسناً يا سيدات , هل الكل مستمتع ؟ حسناً , كل فتياتي العازبات |
kızlarıma bakayım. | Open Subtitles | من الجيد عودتك للبيت سيد مارش دعوني ارى فتياتي |
Evet, bu benim fantezi seven kızlardan birisi. | Open Subtitles | أجل ، تلك واحدةٌ من فتياتي التي تبدو غريبةٌ لحد ما. |
Fazladan sorumluluk almayı düşünüyorsan dahi, kızlarımla olan çalışmalarında yine aynı mükemmeliyeti göstermeni beklerim. | Open Subtitles | إذا أردتي متواجهة مسؤولياتَ إضافيةَ، أَتوقّعُ بأنّك تُتابعُين بنفس مستوى الامتياز الذي تطبقينه مع فتياتي |
Ben sadece iki kızımı da sonunda daha iyi tanıma şansı bulduğum için mutluyum. | Open Subtitles | أنا مسرور لأني حصلت أخير على فرصة للتعرف على فتياتي. |
O zaman seni Ganj Nehri Kızları sayısına çıkartmak istiyorum. | Open Subtitles | اذاً في هذه الحالة اود ان اقدمك لعصابة فتياتي |
Altınınızı buraya stoklayın, yüzde 3'ü benim olsun ve kadınlarımı yönetme hakkı her zamanki gibi bende kalsın. | Open Subtitles | خبّئ ذهبك هنا، وأحصل على نسبة 3 بالمائة، مع الإحتفاظ بحقّ تدبّر أمر فتياتي بطريقتي كما أفعل دوماً. |