| Söyle bana. Onların tuzağına düşmemize rağmen nasıl bir kayıp değil. | Open Subtitles | تفضلي, إشرحي لي كيف كان الوقوع في فخهم لا يُعتبر خساره. |
| Ah Lung, bu sefer şanslıyız. Onların tuzağına düşmedik. | Open Subtitles | لونغ , نحن محظوظون هذه المرة فنحن لم نقع بالكامل في فخهم |
| Bu bir yanıltmaca. Yaratıcıların bunu insanları tuzağına çekmek için yapıyor. | Open Subtitles | انه وهم,صانعوك فعلوها ليغروا الناس للوقوع فى فخهم. |
| tuzaklarına düştük ve her geçen dakika daha da sıkışıyoruz, ama ben yaşadığım ve nefes aldığım sürece bu evi bizden alamayacaklar. | Open Subtitles | لقد وقعنا في فخهم والحالة تزداد سوءا علينا في كل لحضة ولكن لطالما انا على قيد الحياة واتنفس |
| Yeter ki kötüleri kendi tuzaklarına düşürüp alt et. | Open Subtitles | وما دمت تحايل الأشرار لتوقعهم في فخهم |
| Beni yem olarak kullandılar. Onların tuzağına düştün. | Open Subtitles | إستعملوني كطعم سقطت في فخهم |
| Onların tuzaklarına düştüm. | Open Subtitles | مشيت في فخهم رفض الكاثولييك |
| Hayır, bu karşı tarafı kendi tuzaklarına düşürmek olur. | Open Subtitles | لا، بل سنوقعهم في فخهم |
| - tuzaklarına düşüyorsun. | Open Subtitles | أنت تسير إلى فخهم |