| Çirkinleşmeye başlamadan önce... bana son bir şans vereceğini söylemişti. | Open Subtitles | قال أنّه سيمنحني فرصة أخيرة قبل أن يبدأ باللعب القذر |
| Eğer üç insan paramparça hayatlarını kurtarmak için evinizde bulunuyorsa onlar son bir şans vermeniz dürüst bir davranış olur. | Open Subtitles | حين يأتي إليك ثلاثة أشخاص بحياتهم ممددة على طاولة لأجل أن تمزقيها قطعاً من العدل أن تمنحيهم فرصة أخيرة للخروج أحياء |
| Katılımınızdan geri çekilmek için hepinize son bir şans öneriyorum. | Open Subtitles | أنا أود أن أعرض عليكم جميعاً فرصة أخيرة للتراجع. |
| Sana saygı duyduğum için ona bir şans daha vereceğim. | Open Subtitles | من باب احترامي لكي أنتي من تعجبينني سأمنحه فرصة أخيرة |
| Bunların hiçbirini istemediğini biliyorum, onun için sana bir şans daha vereceğim. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تريد حصول أي من هذا لذا سأمنحك فرصة أخيرة |
| Son şansın. TMZ'yi arıyor musun aramıyor musun? | Open Subtitles | حسناً , فرصة أخيرة هل ستهاتف الصحيفة أم لا ؟ |
| Biz ona açmak için son bir şans vermek için burada bekliyorum, senin uğruna. | Open Subtitles | لقد كنا بإنتظارك كي نعطيك فرصة أخيرة لتسليمه لمصلحتك |
| "Tilly teyzeye verilen son bir şans, vasiyetin gizli olduğunun söylenmesidir ." | Open Subtitles | فرصة أخيرة واحدة لإخبار العمّة تيلي أنّ العزيمة في الخزانة |
| Ölmeden önce sana olanları açıklayabilmen için son bir şans vereceğim. | Open Subtitles | قبل أن تموت سأعطيك فرصة أخيرة لشرح موقفك هذا |
| Bunu yaptığıma inanamıyorum. Sana son bir şans vereceğim. | Open Subtitles | لا أصدق انني افعل هذا ، ولكنني سأمنحك ..فرصة أخيرة ، ولكن بشرط |
| Tamam, işler çirkinleşmeden doğruyu kabullenmen için son bir şans veriyorum. | Open Subtitles | حسناً, فرصة أخيرة للإعتراف بالحقيقة، قبل أن يسوء الوضع |
| Sinirlenmeye başlamadan önce araçtan çıkman için sana son bir şans tanıyacağım. | Open Subtitles | سأمهلك فرصة أخيرة للخروج من السيارة، قبل أن ينتابني الغضب |
| Her şeyi yeniden düşündüm ve sana bir şans daha vermeye karar verdim. | Open Subtitles | لفد فكرت بالأمر, ولقد قررت أن أمنحك فرصة أخيرة |
| - Milliler için bir şans daha. | Open Subtitles | فرصة أخيرة للفريق الأمريكي في هذه المباراة |
| Birliği katılması için bir şans daha vermenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | فرصة أخيرة ليتمكن من العودة إلى الحلفاء هذا كل ما أطلبه |
| Umutsuzdum ama sana bir şans daha vermeye karar verdim. | Open Subtitles | و بسبب خيبة أملي قررت أن أعطيك فرصة أخيرة |
| " - Bu Son şansın Leo. Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | حسناً، فرصة أخيرة يا "ليو"، لا تخيّب رجائي. |
| " - Bu Son şansın Leo. Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | حسناً، فرصة أخيرة يا "ليو"، لا تخيّب رجائي. |
| John, bunu sonlandırmak için Son şansın. | Open Subtitles | جون هذه فرصة أخيرة لك لتنهي هذا |
| Umutsuzluk ve çaresizlik hâlimde, sana son bir fırsat vermeye karar verdim | Open Subtitles | أتفهمين ذلك ؟ و بسبب خيبة أملى ,قررت أن أعطيكِ فرصة أخيرة |
| Yanımdan geçip gitmek, beni sollamak için bu son şans. | Open Subtitles | سأعطيك فرصة أخيرة للإبتعاد عني لذا فكر بحذر |
| Diana, Yıldız Safiri'ni seni buraya getirmesi için görevlendirdim, böylece bu onurlu amaca katılmak için son bir şansın daha olacak. | Open Subtitles | ديانا، وكنت قد ستار الياقوت تجلب لك هنا لذلك يمكن أن نقدم لكم فرصة أخيرة للانضمام قضيتنا النبيلة. |
| AĞUSTOS SONU ...ama hala bu yazı kurtarmak için bir şansımız daha vardı. | Open Subtitles | لكن كانت لدينا فرصة أخيرة لإنقاذ الصيف |