| Serena, ertesi sabah uyandığımda, bekaretimi kaybettiğim ve sevdiğim kızın şehri terk ettiğini ve bir yıl boyunca ondan haber alamayacağımı öğrendim. | Open Subtitles | استيقظت الصباح الذي يلي فقداني لعذريتي وأكتشف أن الشخص ،الذي أعطيته إيّاها ،الذي أحببته |
| Dayanamayacağım tek şey seni kaybetmek olur. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لن استطيع تحمله أبداً هو فقداني لك |
| Son on yıldır, ailemi kaybetme kabusuyla yaşamak zorundaydım. | Open Subtitles | لمدة عشر سنوات.. كان عليَّ أن أعيش بكابوس فقداني لعائلتي |
| İtiraf et, kızgınsın ve beni kaybetmekten korkuyorsun. | Open Subtitles | اعترف بذلك، أنتَ غاضب ومرعوبٌ من فكرة فقداني لستُ غاضباً |
| Babamın saatini kaybetmem dışında bugün hayatımda geçirdiğim en güzel gündü. | Open Subtitles | عدا عن موضوع فقداني لساعة أبي هذا كان أفضل أيامي على الإطلاق. |
| Edmund'u kaybettikten sonra, Bryan ve Edith bana çok nazik davrandılar. | Open Subtitles | برايان" و "إيديث" كانا طيبين معي" "بعد فقداني لـ"إدموند |
| Belki hafıza kaybımı yeni ve daha havalı bir hayata başlamak için kullanmalıyım. | Open Subtitles | ربما علي استخدام فقداني للذاكرة كفرصة للبدء بحياة جديدة ملونة |
| Ayrıca, kaybettiğim parmak hususunda kendimi daha iyi hissetmeliyim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنني يجب أن أشعر بتحسن حيال فقداني لإصبعي |
| Bulunduğum yeri kaybettiğim an tekrar linç edilmeye yollanırım ve ben de bunu yapamam. | Open Subtitles | لحظة فقداني ميداليتي سوف تمرر للعصابات ولن أفعل ذلك |
| Kendimi kaybettiğim için çok pişmanım ama hikâyenin sadece tek bir yanını biliyorsun. | Open Subtitles | أشعر بسوء بشأن فقداني لأعصابي لكن، لديكِ جانبٌ واحد من القصة فقط |
| Görme yetimi kaybetmek üzereyim ama kaldıramayan o oluyor. | Open Subtitles | أنا على وشك فقداني لبصري وهي التي لا تستطيع التعامل مع الأمر |
| Çünkü bu, beni kaybetmek istemediği için öyle söylediğini gösterir. | Open Subtitles | هذا يعني تقولها لأنها خائفة من فقداني |
| İnancımı kaybetmek bilerek yaptığım bir seçim değildi. Öyle oldu. | Open Subtitles | لم يكن فقداني لإيماني خياراً أردته |
| Beyler, burada boşa tükettiğimiz ağaçlara dikkat etseniz de ben de kıvrımlarımı kaybetme endişesi duymasam. | Open Subtitles | شباب , لن يكون علي أن أقلق على فقداني لمنحنياتي الأنثوية لو اهتممتم أكثر |
| Doğacak torunumu kaybetme düşüncesi kesinlikle kabul edilemez. | Open Subtitles | إمكانية فقداني لحفيدي المستقبلي غير مقبولة على الإطلاق |
| Çünkü dürüst olmam gerekirse beni kaybetmekten korktuğunda yapabileceklerin konusunda hiçbir sikim bilmiyorum. | Open Subtitles | في الواقعِ ليس لدي أدنى فكرة، مالذي يمكنكِ فعله، إذا ماشعرتِ بأنه يمكنكِ فقداني. |
| - Beni kaybetmekten korkmanı istemiyorum. | Open Subtitles | اعرف لا اريدك ان تخاف من فقداني لا يمكننا ان نوقف هنري وانت خائف من فقدي |
| Alışveriş merkezideki izdihama neden olman benim seyahat parasını kaybetmem kadar kötü değil. | Open Subtitles | تسببك في الفرار الجماعي بالمركز التجاري جعل من فقداني لأموال الرحلة لا يبدو سيئا لتلك الدرجة |
| Galiba bir şeyleri kaybetmem konusunda haklıydın. | Open Subtitles | أظنك كت محقاً بشأن فقداني للأشياء |
| İşimi kaybettikten sonra kendimi kaybetmeden kalmama yardımı oldu. | Open Subtitles | ساعدني ذلك على الصمود بعد فقداني لعملي. |
| Sadece sana kendi hafıza kaybımı anlattım. | Open Subtitles | أخبرتك عن فقداني لذاكرتي |
| Babamı kaybetmişim, gücüm kuvvetim gitmiş dostlarım felakete uğramış, beni bağlayan bu kadının tehditleri hiçbiri umurumda değil. | Open Subtitles | بسبب فقداني لأبي, الضعف الذي أشعر به ما عدا غرق جميع أصدقائي أما تهديد تلك السيدة التي تسيطر على إرادتي فليست بالأمر الهين |
| Baba, bir daha beni kaybedeceğine dair endişelenmene gerek yok, tamam mı? | Open Subtitles | أبي، ليس عليك القلق حيال فقداني مجددا، مفهوم ؟ |
| Umarım bir gün bendeki bu sempati azlığını da takdir edersiniz. | Open Subtitles | آمل أنكِ بيوم ما ستقدّرين فقداني له |