| emin olmak için herkesle görüşmemiz ve onlara promisin testi yapmamız lazım. | Open Subtitles | و مع ذلك فاننا نريد الجميع ليخضعوا الى فحص البروميسن فقط للتأكد |
| Ve sonra dediklerinin yapılacağından emin olmak için geliştirdikleri şantaj vardı. | Open Subtitles | ثم هناك الإبتزاز الذي رتبوا له فقط للتأكد بأنه سيتم إتباعهم |
| O halde emin olmak için hasta kayıtlarınızı incelememde bir sakınca görmezsiniz sanırım. | Open Subtitles | إذاً افترض أنك لن تمانعي إن ألقيت نظرة على سجلات مرضاك فقط للتأكد |
| Rosa'yı neyin öldürdüğünden kesin emin olmak için, otopsi yapacağım. | Open Subtitles | فقط للتأكد من أن ذلك هو الذي قتل روزا يجب أن أقوم بتشريح جثَتها |
| Pekala, Teal'c, herkesi bir arada istiyorum - emin olmak için. | Open Subtitles | حسنا، تيلك، أريد كلّ شخص في مكان واحد فقط للتأكد. |
| İyi biri olduğundan emin olmak için. Biliyor musun? | Open Subtitles | أي ما يتطلب أجل فقط للتأكد أن تحصل على البضاعة الجيدة |
| Sonra da emin olmak için 300 nanometrede baktım. | Open Subtitles | ثم أطلقت على الخريطة موجات 300 نانوميتر فقط للتأكد |
| Sadece, Lorraine'in aptal arkadaşları kapı dışarı edildiğinde, güvende olduğundan emin olmak için geldim. | Open Subtitles | لقد اتيت لهنا فقط للتأكد بأنك بخير عندما نطرد أصدقاء لورين الحمقى من العمل |
| emin olmak için tahliye etmeliyiz. Dünya'ya geçit açamayız. | Open Subtitles | ينبغي لنا إخلاء المدينة ، فقط للتأكد نحن لا يمكننا فتح البوابة إلى الأرض |
| Hiç kanser hücresi görememişler yani bu yaşadıklarımın hepsi kanser olmadığıma emin olmak için. | Open Subtitles | لم يكن هناك ورم سرطاني أستطاعوا رؤيته وكل مامريت به كان فقط للتأكد |
| Onu ilk ben vuracağım. Daha sonra sen de kafasından vuracaksın, emin olmak için. | Open Subtitles | سأطلق عليه أولاً , ثم ستطلق عليه أنت في رأسه فقط للتأكد |
| Herkes dökümanlarını aldıklarından emin olmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا فقط للتأكد بإن كل الاشخاص حصلوا على مناهجهم الدراسية. |
| O kadar kızdılar ki bu gece sokağa çıkma yasağına uyduğuma emin olmak için Hollywood Forever'a gelmeyi düşünüyorlar. | Open Subtitles | سكراى حتى أنهم أصروا على الذهاب إلى هوليوود فقط للتأكد من منعي من التجول بحرية |
| Öncül protokolü aldığından emin olmak için bir daha kontrol edeyim. | Open Subtitles | دعني أتفقد البروتوكول الأساسي مرتين فقط للتأكد من أنه لا توجد مشكلة |
| emin olmak için daha çok test yapmak istiyorum... Hayır. | Open Subtitles | أنا أفضل ان اقوم ببعض التجارب فقط للتأكد |
| Toydaria ve Ticaret Federasyonu arasındaki anlaşmayı tehlikeye sokabilecek bir husus olmadığından emin olmak için buradayız sadece. | Open Subtitles | نحن هنا فقط للتأكد ان لاشئ سوف يعرض الاتفاق الى الخطر بين تويدارار و |
| Toydaria ve Ticaret Federasyonu arasındaki anlaşmayı tehlikeye sokabilecek bir husus olmadığından emin olmak için buradayız sadece. | Open Subtitles | الفوضي نحن هنا فقط للتأكد ان لاشئ سوف يعرض الاتفاق الى الخطر |
| Ama emin olmak için onu bu gece burada tutacağız. | Open Subtitles | نحن سوف نبقيه هنا ليلاً فقط للتأكد لكنه يجب أن يكون على مايرام للمغادرة في الصباح |
| Bu gece burada kalsın. Her şeyin yolunda olduğundan emin olalım. | Open Subtitles | سأحتفظ به الليلة فقط للتأكد من أن كل يء بخير |
| Ama her ihtimale karşı gizlice barkodu var mı diye bakacağım. | Open Subtitles | ولكنّي سأختلس النظر لأرى فيما إذا كان لديها شفرة مخطّطة .. فقط للتأكد |
| Sadece benim kampanyamdaki kişisel yatırımını koruduğumdan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا هنا فقط للتأكد من حماية استثمارك الشخصي في حملتي الانتخابية |