| Ama bana bundan daha iyi bir şey yaptığını Anladım. | Open Subtitles | بعد ذلك فهمت هذا لكنه فعل شيئا حتى افضل بالنسبة لي |
| Ah Anladım. Bu, iş yavaşlatma oluyor. | Open Subtitles | اوه ، لقد فهمت هذا نوع من التباطؤ الوظيفي |
| Ben istediklerimi belirtirim, sen de bir şey sormazsın. Anladın mı? | Open Subtitles | و سوف اخبرك بما اريد و لا تستجوبنى هل فهمت هذا |
| Açık olmamız için söylüyorum bu şirketi insanlara açıklamayacaksın, bunu Anladın mı? | Open Subtitles | فقط لنكون واضحين أنت لن تأخذ هذه الشركة هل فهمت هذا ؟ |
| Anlıyorum. Çok sevimli. Sen Bender'ın yeni arkadaşını kıskanıyorsun. | Open Subtitles | لقد فهمت, هذا لطيف أنت تغار من صديق بيندر الجديد |
| Pekala. Anlaşıldı. Biraz egzersize ihtiyacım var. | Open Subtitles | لا بأس، فهمت هذا التلميح، أحتاج إلى المزيد من التمارين |
| Boone, Chanel benim en iyi arkadaşım ve eğer onu ve Kappa Ev'ini rezil edersen senin peşine düşerim, Anlıyor musun? | Open Subtitles | بون ، شانيل صديقتى الأفضل وإذا قُمت بإختيار أن تجلب العار على منزل كابا سأسعى خلفك ، هل فهمت هذا ؟ |
| Evet Anladım, yumurtlamak nedir biliyorum teşekkürler. | Open Subtitles | أجل ، فهمت هذا أعرفماذايعنيإباضة،شكراً لك. |
| Tamam, öyle yaptı, Anladım. Benim istediğim, onu nasıl bulacağız? | Open Subtitles | ، صحيح ، لقد فعلتها فهمت هذا ما أريده هو ، كيف بإمكاني أن أجدها ؟ |
| Şimdi Anladım. Benimle oynayacak mısın? Beni biraz benzetip, tam umutlanırken yine canıma mı okuyacaksın? | Open Subtitles | الآن فهمت هذا تريد مني أن أجثو على ركبي و أرجوك أن لا تأكلني هذا ممتع |
| - Biliyorum. Bunu Anladım. - Hayır anlamıyorsun. | Open Subtitles | اعلم لقد فهمت هذا لا لم تفهمي ذلك والا لم ترسلي |
| Demek ki ben de mühim bir kişinin sevgilisi rolündeyim. Anladım. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه يجب أن أبدو جزء من صديق حميم مهم ، فهمت هذا |
| - Evet, sorun değil, bunu Anladım da ama benim için, varsa yoksa müzik. | Open Subtitles | أنت تعلم هذا. أجل لا بأس فهمت هذا لكني بالنسبة لي الموسيقى هي كل ما أملك |
| Biz buna hakiki bekârlar partisi diyoruz, beni Anladın mı? | Open Subtitles | هذا ما ندعوه حفلة لاستمتاع العزاب, هل فهمت هذا ؟ |
| Ben ve Palantine plakçılığın avukatları buradan gideriz. Şimdi Anladın mı? | Open Subtitles | وانا والمحاميون الخاصين بالشركة سننسحب , هل فهمت هذا ؟ |
| 3 saatlik keşif görevinden mi Anladın? | Open Subtitles | فهمت هذا من مهمة إستطلاعية لـ ثلاث ساعات |
| Bay Smith, gedik enerjisinden yararlanarak Tardis'in etrafını sarmalamanı istiyorum, Anladın mı? | Open Subtitles | و الآن سيد سميث، أريد منك تشغيل طاقة الصدع و لفها حول التارديس هل فهمت هذا ؟ |
| Stephen, tüm bu çok gizli durumu Anlıyorum. | Open Subtitles | . . ستيفن ,لقد فهمت هذا الشئ السري للغايه |
| Anlıyorum. Bu şimdiye dek duyduğum en saçma şey. | Open Subtitles | فهمت هذا أغبى كمية من الهراء اسمتعت إليها على الإطلاق |
| Anlıyorum. Ama artık bayatlıyor. Şimdi çık dışarı ve insanlarla kaynaş. | Open Subtitles | فهمت هذا ، ولكن هذا أصبح قديماً ، الآن لنخرج ونتواصل مع الناس |
| Kalktığımda 183 dolar görmek istiyorum, Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | حين أنهض أريد رؤية مئة و83 دولار هناك، فهمت هذا ؟ |
| Güzel tavsiye, dört ayak, Anlaşıldı. | Open Subtitles | جيد، نصيحة جيدة، أربعة أرجل، فهمت هذا |
| Süreci zorlamak yok. Anlıyor musun evlat? | Open Subtitles | لا يمكن ان تتخطى تلك المرحلة هل فهمت هذا ؟ |